Gönderen Konu: _____________  (Okunma sayısı 1070 defa)

Çevrimdışı sibela85

  • Daimi Uye
  • *****
  • İleti: 1410
  • Teşekkür: 37
  • Hakkimda Bilgin yoksa, fikrinde olmasin!
_____________
« : Aralık 16, 2008, 16:49:37 »
Hayat hep böyle değil midir? Bazen iki adım ileri gidersin, attığın adım seni on adım geri götürür. Ya da çok gittiğini zannedersin, arkana baktığında meğer olduğun yerde saymışsındır da farkedememişindir...Peşinden bir hayal kırıklığı karşılar seni... ''hoşgeldin ! '' der alaycı bir tavırla... Hayatın bana bir oyunu olsa gerek dersin. İçinde bulunduğun durumu kabullenmeyip tekrar arkana bakarsın, gerçeğin ta kendisi olduğunu gördüğünde başından başlayarak parmak ucuna kadar hissettiğin bir yanma olur... Vücudunun her bölgesine usul usul sinsice nüfus etmeye başlar. Ardından hareket edemez hale gelirsin. Bazen seni karşılayan hayal kırıklığına inat dik durmaya çalışırsın.'' işte kaybettin yine ! '' sözüne karşılık.. Sonrasında ' rol yapma ' yeteneğini olduğu kadarıyla kullanmaya başlayarak ' kaybetmedim ' dercesine gülümsersin hayata... Tabii burdada kendini kandırmaya başlarsın ister istemez. Aslında çok iyi bilirsin hayatta kaybetmeden kazanmayı öğrenemeyeceğini... Emeklemeden yürümeyi, hecelemeden konuşmayı, kötüyü görmeden iyiyi, sevmeden sevilmeyi vs. öğrenemediğimiz gibi.... Adım atmakla atmamak arasında yok olduğunu farkedersin. Güvensizlik başlar yollara karşı.. Ya yine olduğum yerde sayarsam ! Ya gittiğim yollar çıkmaz sokak olursa !... Birde bakarsın ki kendini dipsiz bir kuyunun dibinde çırpınır bir vaziyette buluverirsin.. Yukarıda sesler duyarsın, sesini duyurmaya çalışırsın ama kimselere duyuramazsın... Çırpınırsın, çırpındıkça dibe vurduğunu görürsün. Yukarı tırmanmaya çalışırsın. Çünkü bilirsinki her inişin bir çıkışı , her çıkışında bir inişi vardır. Ama neye yarar bildiklerin ! Kuyunun duvarları düz, kuyunun duvarları ıslak...