Gönderen Konu: Böyle mi esecekti, son günümde bu ruzgar…  (Okunma sayısı 989 defa)

Çevrimdışı sibela85

  • Daimi Uye
  • *****
  • İleti: 1410
  • Teşekkür: 37
  • Hakkimda Bilgin yoksa, fikrinde olmasin!
Böyle mi esecekti, son günümde bu ruzgar…
« : Aralık 15, 2008, 23:37:51 »
Can olmayı beceremediğim gibi, Can bulmayı da becerememişim.

Yüzler gerildi, maskeler iniyor.

Gün geçmiyor bir sukutu hayali sırtıma vurmaya felek.

Susuzluğa susadın mı hiç?



Artık yeşermesin bağlarım,

Kıraç kalsın ovalarım,

Kim ne derse desin,

Bana yalnız ben ağlarım…




Sessizliğin derinine inmiş, tüm uzanan elleri cevapsız bırakmış gibiyim.

Sanırım sonsuza ermek için sonu bekliyorum.

Sahi beklemekle mi gelir! ben mi gideyim?



Günlerdir içime ağlıyorum

Hani bir şarkıda diyor ya;

“günlerdir içime çöktü ayrılık,

böyle boynu bükük duruşum ondan,

yağacak bir bulut gibi doluyum,

böyle ağlamaklı oluşum ondan”

diye, aynen onun gibi.



Ağlamak çare değil artık, ağlamışım, gülmüşüm kime ne!



Sormadan söyleyen, duymadan inleyen, görmeden söyleyen dostlar vardı eskiden…

Sesim-soluğum, gecem-gündüzüm, hava ve su gibiydiler…

Havasız ve susuz yaşanır mı?

İşte ben bunu başarmaya çalışıyorum.

Kim ne derse desin, yanına kâr kalan âdem kalmadı dünyada.



Acıma hissi taşımıyorum, acınmakta istemem.

Sevgiler soğuk, duygular taş kesilmiş, gülüşler sahte, sözler sepet olmuş, bakışlar perde…



…bülbül gül için kılanda nale, derdime deva olur mu lale…



Günler su gibi akıp geçmiyor biliyor musun?

Çörekleniyor boğazıma, en şedit darbesini vuruyor sessizliğime, sensizliğime inad!



Can olmayı beceremediğim gibi, Can bulmayı da becerememişim.

Yüzler gerildi, maskeler iniyor.

Gün geçmiyor bir sukutu hayali sırtıma vurmaya felek.

Susuzluğa susadın mı hiç ?


Artık yeşermesin bağlarım,

Kıraç kalsın ovalarım,

Kim ne derse desin,

Bana yalnız ben ağlarım…



Sana virgül koyduğum son yazım!
Hiç kimsenin umurunda olmadığım gibi,
umursanacak kimse de kalmadı günlük.
Bu bir veda yazısı değil,
yanlış anlama beni!
Zaten ben hiç gelmemiştim ki!
Bir kapı aralamıştım
ardında yeşertilecek umutlar var mıdır diye,
kendim kurudum inan.
Kurutmaya ve daha fazla bu ortamı gerginleştirmeye gerek var mı?
Sanırım yok diyorsun.
Sessiz ve derinden, birazda serininden olsun,
Hoşça-Kal ve Hoş kalsın buralar.
Burasının bana değil ama birilerinin buraya ihtiyacı var,
Onlara sahip çık yeter.
Tanyeri ağardı,
gün sabah oldu,
sen yeni bir günü aralarken ardımdan,
ben senle araladığım günlüğü yine senle kapatıyorum!