Yol
yola çıkacağım
yol uzun
kısa adımlarım
belli ki karanlıklara kalacağım
bundandır kaygım
o yüzden
çıkmadan ceplerime güneş dolduracağım
yolcu; nereye yolun diye soracaklara yok yanıtım
yol derin
yol yorgun
yolcunun son soluğu yetmez yolun demine
belli ki göremeyeceğim
bundandır kaygım
o yüzden
çıkmadan ceplerime umut dolduracağım
yola çıkacağım
yolu yapıcılardan değil yolculardan soracağım
gelenlere şaşıracak
gidenlere yoldaş olacağım
belli ki yalnız kalacağım
bundandır kaygım
o yüzden
çıkmadan ceplerime sevgi dolduracağım
yol gebe acılara
insanların acılarına bürüneceğim
her kasabada bir hüzün bulutu bulacağım
belli ki puslu şehirlerden de geçeceğim
bundandır kaygım
o yüzden
çıkmadan ceplerime rüzgâr dolduracağım
yollarda oynamayı sever çocuklar
yol durur
yolcu yürür
yolcunun etrafını sarar çocuklar
belli ki çocuklara mahcup olacağım
bundandır kaygım
o yüzden
çıkmadan ceplerime oyuncak dolduracağım
yol durur
yola hasret dökülür
gözü yollarda kalmış insanlara çarpacağım
bir muştu bekler gibi analar
bir muştu bekler gibi sevdalılar göreceğim
belli ki gelen yolcuya dikilecek gözleri
bundandır kaygım
o yüzden
çıkmadan ceplerime selam dolduracağım
âşıkların çeşmesinde suya kanacağım
çınarların gölgesinde dinleneceğim
belli ki
o çeşmenin başında âşıkları
çınarın gölgesinde Nâzım’ı bulacağım
bundandır kaygım
o yüzden
çıkmadan ceplerime şiir dolduracağım
yola çıkacağım
yol asfalt
yol toprak
yol çamur
yol tuzak
belli ki zorlanacağım
o yüzden ayaklarıma onur giyineceğim
kar’a yağmura kalıp
fırtınalara dalacağım
o yüzden
başıma sevda dolanacağım
yolum uzun
bekler beni
hoşça kalın
ben
yola
çı
ka
ca
ğım...
Bülent Top