Bir ümit yaşamak sevgilim,
ve bu umut kavgamda yüklü,
Gözlerimi toprağa dikerek yaşamadım ki;
Gözlerimi toprağa dikerek öleyim...
Ben hep gökyüzünde aradım özgürlüğü
ve işçiler çalışırdı bir yerde, tersanelerde,
atölyelerde,
elleri nasırlı,
alınları terli,
yüreği çoktan çatlamış orta yerinden...
bu çılgınlığın içinde,
bir yanım seni çağırırdı.
Gizliden gizliye,
Bir masal değildi bizim hikayemiz,
Gerçeğin ta kendisi...
Öylesine orta yerde,
Çığlık çığlığa,
Dağlarının anahtarını aramakta...
ve bunlar olup biterken
evimizin önünde
Mahsun çocuklar misket oynamakta,
Kahve önündeyse,
soğukta ufak Ahmet'in elleri titremekte,
Bir ayakkabı boyayıp
Akşam olanda bir parça ekmek yiyebilmek için...
Bir ümit yaşamak sevgilim,
ve bu umut kavgamda yüklü,
Gözlerimi toprağa dikerek yaşamadım ki;
Gözlerimi toprağa dikerek öleyim...
Çay dediğin sade çay değildir,
Yumruk sadece yumruk...
Göz sadece göz...
Var hepsinin bir amacı;
Görmek, vurmak, içmek, anlamak,
Kavramak olanca bütün olup biteni,
Öylesine yaşamıyorum.
ve yaşamak öylesine değil...
Dünya değişmekte,
Ülkemin dağlarında yiğitler ölmekte,
ve biz
süzgeçten süzerken günleri,
sormaktaktayız kendimize?
Neler geçti ömürden...
ve hesap vermek zorundayız
geçmişe ve geleceğe...
ve şafaklarda görüşmekteyiz.
bu sefer ellerimiz birlikte,
yan yana....
saçlarımız rüzgarda dağılmakta,
ve haykırmaktayız,
yarın aydınlık,
aydınlıksa gelecek,
gelecekse biz diye...
Bir ümit yaşamak sevgilim,
ve bu umut kavgamda yüklü,
Gözlerimi toprağa dikerek yaşamadım ki;
Gözlerimi toprağa dikerek öleyim...