Gönderen Konu: KÖŞE YAZILARI  (Okunma sayısı 11177 defa)

Çevrimdışı sibela85

  • Daimi Uye
  • *****
  • İleti: 1410
  • Teşekkür: 37
  • Hakkimda Bilgin yoksa, fikrinde olmasin!
Ynt: KÖŞE YAZILARI
« Yanıtla #15 : Ekim 10, 2008, 22:18:41 »
istiyorsanız beni üyelikten de atabilirsiniz umrumda deil TERÖR İŞ BİRLİKÇİLERİNE HAKARET ETTİM DİYE... :avk

Niçin böyle bişey söyledin bende senin gibi üyeyim burada...ayrıca düşünce özgürlüğü diye bişey var ülkemizde ben senden sadece bir kişi ile genelleme yapıp ayrıclık yapmamanı istedim terörün kimse arkasında değil... benim iki abim var canım ama abimler ne ise benim için orda şehit olanlarda aynı onlarda canımız...

 

Çevrimdışı sibela85

  • Daimi Uye
  • *****
  • İleti: 1410
  • Teşekkür: 37
  • Hakkimda Bilgin yoksa, fikrinde olmasin!
CAN DÜNDAR//İnsan hakları noktasında...
« Yanıtla #16 : Ekim 13, 2008, 13:39:32 »
Dikkatinizi çekti mi bilmem; Başbakan konuşurken iki cümle arasına bir “...noktasında” sözcüğü sıkıştırıyor.
Marmaray konuşmasında bu huyu doruğa çıktı.
Erdoğan, “Ulaşım noktasında önemli projelere imza attık” dedi.
“Boğaz’ın çevre noktasında etkilenmemesi”nden söz etti.
“Vatandaşların ulaşım noktasında rahat nefes alacaklarını”, “ulaşım noktasındaki sıkıntılarının biteceğini” söyledi.
* * *
Son “Ulusa Sesleniş” konuşmasına baktım; aynı şey:
“Vatandaşımızın hizmetine koşmak noktasında gayretimizi sürdüreceğiz” diyor mesela...
Ardından şu cümleler geliyor:
“Öğrencimizin barınma ihtiyacını karşılamak noktasında önemli bir iyileşme tablosu ortaya çıkmıştır.”
“Bütçe gerçekleşmeleri, hedeflerimizi yakalama noktasındaki kararlılığımızı ortaya koymaktadır.”
“Türkiye, enerji noktasında dışa bağımlı bir ülke...”
“Milletimizin yararına olacak adımları atmak noktasında tereddüt göstermedik.”
“Enerji noktasında tarihi adımlar attık.”
* * *
“Konusunda” demek istiyor belli ki...
O cümlelerden “nokta”ları atsa, “koşmakta... karşılamakta... yakalamakta... atmakta...” dese hiçbir şey eksilmeyecek. Ama seviyor “noktasında” vurgusunu...
Hasmını ahlaksızlıkla mı suçlayacak; diyor ki:
“Ahlaki değer noktasında nasibini almamış birisiniz.”
Rakibinin açık oturum çağrısına cevap mı verecek:
“Oturum adabı noktasında uyuşmuyoruz.”
Ekonomik krizi soruyorlar:
“Beklentiler noktasında bir bulanıklık var.”
Cumhurbaşkanıyla ilişkiler?
“Uzlaşma noktasında bir sıkıntımız yok.”
Terör?
“PKK’yı bitirme noktasında kararlıyız. Askere destek noktasında atılan adımlar devam edecek. Ama reformlar noktasında da en küçük tereddüt yok.”
Meclis konuşmasına şöyle başlıyor:
“Hak ve özgürlükler noktasında, ekonomi noktasında, dış politika noktasında önemli adımlar attık.”
Eşiniz?
“O benim için ayrı bir noktada...”
* * *
Şimdi “noktasever” Başbakan'dan bir ricamız var:
Bu nokta ilginizi “polis noktalarına” da gösteriniz.
Çünkü oralardan kan sızıyor.
Reform süreciyle bir süre sopasını gizleyen sistematik işkence, sürecin kesilmesiyle sopabaşı yapıyor.
17 yaşındaki Ferhat Gerçek geçen ekimde Yürüyüş dergisi satarken polisin açtığı ateş sonucu felç kalmıştı. Onu vuran polis hâlâ tutuklanmadı.
Bu ekimde protesto için Yürüyüş satan Engin Ceber işkencede demir çubuklarla dövülerek öldürüldü.
Kimlerdi dövenler?
Önce İstinye Karakolu’nda polisler...
Sonra Metris’in kabul bölümünde jandarma...
Ardından içerde infaz memurları...
Neden “Sistematik işkence” diyoruz anlaşıldı mı?
* * *
Konu ayyuka çıkınca insan haklarından sorumlu Bakan, “Ülkemizin imajı bozuluyor” diyerek soruşturma istedi.
Soruşturan kim?
Cezaevinin işkenceye göz yummakla suçlanan savcısı...
Puslu havayı seven çakallar gibi dönüyor işkenceciler...
Onlar gencecik çocukları dergi satıyor diye kurşunladıkça, dövüp beyinlerini dağıttıkça, ölenler neyse de, “dışarıya karşı çok ayıp oluyor”.
Eski bir mahkûm olan Başbakan’a sesleniyoruz:
İşkenceye göz yummayın!
İnsan hakları “noktasındaki” kazanımlar, gün gelir size de lazım olur.

CAN DÜNDAR

Çevrimdışı relichunter

  • Uye
  • **
  • İleti: 35
  • Teşekkür: 0
Ynt: KÖŞE YAZILARI
« Yanıtla #17 : Ekim 14, 2008, 13:53:21 »
 :alks :kiss
o marmaray zaten başımızı yiyecek Japon bilim adamları İstanbul da çok büyük bir deprem bekleniyor diyor adam deniz altından  ulaşım yapıyor   :K :hamm

Çevrimdışı sibela85

  • Daimi Uye
  • *****
  • İleti: 1410
  • Teşekkür: 37
  • Hakkimda Bilgin yoksa, fikrinde olmasin!
Can DÜNDAR //34 LİRA
« Yanıtla #18 : Ekim 20, 2008, 12:42:03 »
Fatma Korkmaz’ın fotoğrafını gördünüz mü gazetelerde?
Kocaman gözleri var; meraklı, şaşkın, ümitvar...
Gözlerin üstünü çizen kalın kaşlar, yanaklarında Allah vergisi allıklar...
“Bir çocuk kadar masum” tanımına denk düşen sıcak bakışlar...
Kahramanmaraş’ın Saygılı köyündenmiş Fatma...
15 yaşındaymış.
Ailesi onu bu yaşta evlendirmeye karar vermiş.
Dozer operatörü olan kocası İsa kendisinden 10 yaş büyükmüş.
Geçen pazar düğün yapmışlar.
Ertesi sabah eve dönmüş Fatma... iki gözü iki çeşme...
“Bakire değilsin” demiş kocası... baba evine geri yollamış.
Yemin billah etmiş Fatma, “Kimseyle ilişkim olmadı benim” diye... “İsterseniz doktora götürün” demiş.
İnandıramamış ailesini...
Bunun üzerine, inandırmanın en korkunç yolunu seçmiş:
Yan odaya geçmiş, babasının av tüfeğini almış, karnına sıkmış.
Sonrası, en az buraya kadar olanlarca korkunç:
Genç kıza otopsi yapmışlar, ailesinin isteği üzerine...
“Bakalım bakire mi, değil mi?” diye...
Bakire çıkmış Fatma...
“Namusu”, musalla taşında tescillenmiş.
* * *
“Cennet Anadolu”muzun küçük kız çocukları için cehennem olan bir yüzü var; biliyoruz değil mi?
Cehaletin bir anda felakete dönüşebildiği bu toprakta körpecik kızların alınıp satıldığını, zar davasına evinden atıldığını, cesetlerine bekâret testi yapıldığını biliyoruz.
Ama onları kurtaracak hiçbir şey yapamıyoruz.
Köylerde bakireler mezarlığı kurmaktan başka...
* * *
Milliyet’in 2005’te başlattığı “Baba Beni Okula Gönder” projesi biraz da bu görüntülere son verebilmek içindi.
Okula giden kızları, 15’inde zoraki evlendirmek, bekâret kontrolüne göndermek kolay olmazdı çünkü...
3 yıl içinde 110 bine yakın bağışçı, bu ideale 30 milyon YTL destek verdi.
Bu sayede 7156 kıza 3 yıllık eğitim bursu sağlandı.
22 yurt, 9 okul yapıldı. Kızlar orada yaşamaya başladı.
3 bini takdir ya da teşekkür aldı. 26’sı üniversiteye girdi.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile bir araya gelindi, 2008-2009 öğretim yılı için kızlara gereken burs miktarı belirlendi.
Gereken yıllık tutar 400 YTL idi.
Yani ayda 34 lira...
* * *
Lakin kriz bastırdı. Bazı destekçiler, burs vermekte zorlandı. 7 bin burslu kızdan 2 bin 500’ünün bursu tehlikeye girdi.
Bu öğretim yılı için isimleri belirlenmiş olan 2500 kızın burs ihtiyacı henüz karşılanamadı.
Okulların başladığı göz önüne alındığında bu ihtiyacın çok kısa sürede giderilmesi, bu kızların ortada bırakılmaması gerekiyor.
Her bir bursiyer için ayda 34 lira lazım.
Bizim Naz markete sordum, “İnsan, 34 lira burs verse, neden vazgeçmesi gerekir” diye:
“Bir gece rakı sofrası kurmasalar, onun iki saatlik keyfiyle bir kız okur” cevabını verdi.
Bir büyük rakı, bir büyük su, biraz çerez parasına bir ay okuyor kızlar...
İster Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin Garanti Bankası Etiler Şubesi 6298640 No’lu YTL hesabına 1 yıllık bağış tutarı olan 400 YTL’yi tek seferde yatırın; ister “bababeniokulagönder.org” sitesinden otomatik ödeme talimatı vererek 34 YTL bağış tutarının 1 yıl boyunca her ay hesabınızdan çekilmesini sağlayın.
Fatma’ları yaşatalım!

Can DÜNDAR

Çevrimdışı relichunter

  • Uye
  • **
  • İleti: 35
  • Teşekkür: 0
Ynt: KÖŞE YAZILARI
« Yanıtla #19 : Ekim 20, 2008, 15:48:08 »
kızların 14 yaşında evlenebilmesi ile ilgili kanun çıkarılacağı bir ülkede herşey mübah :oyy :dns :ble :'(

Çevrimdışı shade

  • Daimi Uye
  • *****
  • İleti: 392
  • Teşekkür: 31
Ynt: KÖŞE YAZILARI
« Yanıtla #20 : Kasım 10, 2008, 11:29:57 »
Şimdilerde seni sevmeye "tabu" diyorlar...

Nuran Yıldız



“Memleket mutlaka çağdaş, uygar ve yenilikçi olacaktır. Bizim için bu, hayat davasıdır. Bütün fedakârlığımızın semere vermesi buna bağlıdır. Türkiye ya yeni düşünceyle donanmış, namuslu bir yönetim olacaktır ya da olamayacaktır.
İcraatımızda engel hiçbir zaman halktan, bu yoğun tabakadan gelmeyecektir. Halk refah içinde, bağımsız, zengin olmak istiyor; komşularının refahını gördüğü durumda fakir olmak pek ağırdır. Gerici düşünceleri besleyenler belirli bir sınıfa yaslanabileceklerini zannediyorlar. Bu kesinlikle bir kuruntudur. Gelişme yolumuzun önüne dikilmek isteyenleri ezip geçeceğiz. Yenilik yolunda duracak değiliz. Dünya müthiş bir akıntıyla ilerliyor. Biz bu ahengin dışında kalabilir miyiz?” (Mustafa Kemal, Aralık 1923)
Sevgili Atatürk,
Şimdilerde senin 1923’te verdiğin bu çağdaşlık dersini görmezden gelip, senin düşüncelerini izleyenlere “tutucu” diyorlar.
Sevgili Atatürk,
Şimdilerde seni sevmeye “tabu”, seni sevenlere “çağdışı” diyorlar.
Onlar sana yabancı değil, onları iyi tanırsın. Yaşamını işgalci ordularla mücadele etmekten daha çok onlarla mücadele etmeye harcadın. Onlar o gün varlardı, bugün de varlar.
Biz sana, senin düşüncelerine itiraz edenlere alışkınız, çekinmeyiz.
Seni izleyenlerin mücadele ruhu sendendir, rahat uyu ATATÜRK…
 

Çevrimdışı ozlemm

  • Daimi Uye
  • *****
  • İleti: 557
  • Teşekkür: 21
Ynt: KÖŞE YAZILARI
« Yanıtla #21 : Kasım 10, 2008, 13:03:58 »
tskler paylaşım için  :uzg :uzg

Çevrimdışı esince

  • Daimi Uye
  • *****
  • İleti: 250
  • Teşekkür: 10
  • Sevgin ağır gelıyor , sevme artık beni .
Ynt: KÖŞE YAZILARI
« Yanıtla #22 : Mart 10, 2009, 08:54:32 »
Al sana AB!
10 Mart 2009 04:16
Barcelona Valisi, avanta buzdolabı dağıttı... İspanya yargısı "Böyle rezalet olur mu?" deyince, Başbakan Zapatero, "Bizi hiç kimse ırgalamaz" dedi.



*

Stuttgart Valiliği'nin bodrumunda, iktidarda bulunan Hıristiyan Demokrat Parti'nin seçim afişleri filan yakalandı.

*

Sarkozy, "İcabında sayın valim, sayın kaymakamım, atlayacaksın kamyona, şoför mahalline oturacaksın, kapı kapı kömür dağıtacaksın, bunu yaptığın gün, bu Fransa uçar uçar" dedi... Londra Belediye Başkanı, alışveriş çekinden sonra, sterlin dağıtmaya başladı... Venedik'te gondol iskelesi battı... Hollanda Kraliyet Havayolları, Schiphol Havalimanı'nda deve kesti; Vatikan'a giden genel müdür, törene terlikle katıldı... Oxford Üniversitesi'nin 7 öğrencisi doğalgazdan zehirlendi, Oxford Doğalgaz Müdürü, "çıplaktılar" dedi.

*

İtalya'da "Son Roma İmparatoru 1'inci Silvio Berlusconi" pankartı açıldı.

*

Danimarka Başbakanı Rasmussen, "Gazete almayın, okumayın, boykot edin" dedi... Almanya Başbakanı Angela Merkel, "Eskiden delikli mark'la tuvalete gidilirken, tuvalete gitmenin bedeli 1 milyon mark oldu be... Şimdi 1 euro'ya gidiyoruz, biz buyuz" dedi... Belçika Adalet Bakanı, "Bizim partiye oy vermezseniz, Brüksel'den babayı alırsınız" dedi.
*

Macaristan Başbakanı, "Biz çevrecinin daniskasıyız" dedi; Budapeşte Belediyesi, Tuna Nehri'ni musluklara bağladı...

*

Lizbon muhtarlıklarında "ölü" seçmenler belirlendi; Porto'da bir ahırda, ineklerin "seçmen" yazıldığı ortaya çıktı... Prag Belediye Başkanı, 44 milyon euro'luk avanta makarna-bulgur-sabun dağıttı... Avusturya Başbakanı, "Bu tiplerin sevgili köpekleri vardır, onlarla yatıp kalkarlar" dedi; Viyana belediye başkan adayı, vaziyeti kurtarmak için köpek maması dağıttı... İspanya Başbakanı, "Öyle Don Kişot gibi çapkınlık yapılmaz" dedi; mitingden sonra, Don Kişot'u Don Juan'la karıştırdığı anlaşıldı.

*

Türkiye Başbakanı, "Avrupa Birliği standartlarında medya istiyoruz" dedi! 

Yılmaz ÖZDİL- Hürriyet  :alks :alks :alks :alks :alks :alks :alks :alks :alks

buda benden ; al sana medya, bugun  bu medya hıc eleştırdı mı sızı ...  Allah için konuşun :bigg
Seni yaşayabilmek seni  ...