Cennette burası,
Cehennemde,
Şu gördüğün ova varya
şu iplik misali upuzun uzayan giden ova,
kaç insanı ağırladı dost sıcaklığıyla kucağında,
Kaç gelip geçen kervana yoldaşlık etti,
Sır aldı, sır verdi, günden geceye,
Cennette burası,
Cehennemde,
Şu gördüğün kadınlar varya
Acınası, elleri nasırlı, yüreği ak ak pamuk,
Sevdasına gadasına kurban olduğum kadınlar,
Anamız, gardaşımız, sevdamız...
Yeri geldiğinde efkarımızdaki naramız,
Yaramız, yarimiz...
Sevdalara sebep,
Özlemler hasret,
Cennette burası,
Cehennemde,
Şu gördüğün toprak varya, şu toprak
soframızdaki aş, sobamızdaki odun,
Odamızın duvarında kiremit, yemeğimizdeki tuzumuz,
Varımız, yoğumuz.
Ağaçtaki ham meyve,
Sınırlardaki dikenli tel,
Cennette burası,
Cehennemde,
Şu gördüğün çiftçimiz var ya
Şafaklarda tarlaları eken, candan olana evini açan,
toprağı dize getirip sevdalanan, bazende aşık olup türkü yakan,
analarımız, babalarımız, amcalarımız, yeğenlerimiz.
Torunlarımız.
Düğünlerde gelinimiz,
Gurbette gardaşımız,
Cennette burası,
Cehennemde,
Şu gördüğün bayrak varya,
Bizi biz yapan, sınır boylarında dalgalanan,
Kanla boyanıp, kanla alınmış olan,
Bize bizi değil, bize tanımayanlara bizi anlatan,
Rozetimiz,
Okullarda direklerde,
Evlerde penceremizde,
Cennette burası,
Cehennemde...