Gönderen Konu: Obezitenin bilinmeyenleri..  (Okunma sayısı 1114 defa)

Çevrimdışı keremcan

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 10
  • Teşekkür: 2
Obezitenin bilinmeyenleri..
« : Şubat 09, 2008, 17:54:15 »
Obezitenin bilinmeyenleri..



Obezite vücutta aşırı yağ depolanması ile oluşan süregelen metabolik bir bozukluk olarak tarif ediliyor.
          
  Vücutta kalori alımı, harcanması, depo edilmesi belli bir denge içinde yürütülüyor. Bu dengenin herhangi bir faktöre bağlı olarak bozulmasında obezite ortaya çıkıyor. DSÖ tarafından obezite en riskli 10 hastalıklar biri olarak kabul ediliyor.

Ülkemizde çeşitli bölgelerde yapılan çalışmalarda obezite sıklığına bakıldı. Ankara’da 6-17 yaş grubu 1510 çocuk ile gerçekleştirilen çalışmalarda tüm çocukların yüzde 4.8’i obez olarak bulundu ve obez çocukların yüzde 82.3 ‘ünde ailede kalp hastalığı, diyabet, hipertansiyon gibi hastalıklar tesbit edildi.

ÇALIŞMALAR YAPILDI

Diyarbakır da 9-17 yaş grubuna 3040 çocuk ile gerçekleştirilen çalışmada vücut kitle indeksi sonuçlarına göre çocukların yüzde 2,1 fazla kilolu, yüzde 0.9 obez bulundu. Araştırmacılar Diyarbakır’da obezin düşük bulunmasının nedenini bölgenin çocuklarında hareketli bir yaşantının bulunması , yazın tarla yada iş yerinde çalışıyor olmasına bağladılar.

Bursa’nın Orhangazi ilçesinde 6-14 yal grubu 5795 çocuk ile gerçekleştirilen çalışmada obezite prevelansı kızlarda yüzde 1,5 erkeklerde ise 1,8 olarak bulundu. Kızlarda kilo fazlalığı prevelansının yaş grupları büyüdükçe anlamlı olarak artığı, erkeklerde ise yaş büyüdükçe anlamlı olarak azaldığı görüldü.

Obezite Gelişimini Etkileyen Risk Faktörleri

Genetik Faktörler: Obez anne ve babaların obez çocuğa sahip olma olasılığı daha yüksektir. Çocuğun obez olma ihtimali; her iki evebeyn obez ise yüzde 80, sadece biri obez ise yüzde 40 ikisi de obez değilse yüzde 14’ tür.

Çevresel Faktörler:Çevresel faktörler; yakın çevre olan aile, arkadaş çevresi, aktivite durumu ve televizyondur.

Obez çocukların fazla yeme isteğinin ve beslenme biçiminin aile çevresinde edinilen bir alışkanlık olduğu söyleniyor. Yeme alışkanlığının edinilmesinde sadece evebeyn değil arkadaşlar, kardeşler ve akrabalar da rol oynuyor.

Ekonomik olarak gelişmiş ülkelerde yiyeceğe kolay ulaşılması ve hareketsiz yaşam obezitenin riskini artıran faktörlerdir.

Televizyonun risk oluşturma nedeni ise televizyon seyretme sırasında tamamen hareketsiz olma yiyecek ile ilgili reklamları fazla seyretme ve bu yiyeceklerin tüketilmesidir.

Uskun ve arkadaşlarının ilköğretim öğrencileri ile gerçekleştirdikleri çalışmada, gün içinde 2 saatten fazla televizyon izlemenin ve gün içinde 2 saatten az oyun oynamanın obezite için risk faktörü olduğu belirlendi.

Ayrıca büyük şehirlerde yeşil alanların azlığı, yeterli spor aktivite ortamının olmaması, okula servis ile gitme, yürüme yerine araca binme, merdiven yerine asansör kullanma, uzaktan kumandalı cihazlar uzun süreli ders çalışmayı gerektiren sınavlar, hareket azlığına yol açan faktörler olarak sıralanıyor.

Beslenme Şekli: Bilindiği gibi bebeklere ilk 6 ay anne sütü dışı ek besin önerilmiyor. Süt çocuklarında mama ile beslenmek, muhallebi gibi kaloriden zengin besinlere erken başlamak ve bunları fazla miktarda vermek yatkın çocuklarda şişmanlığa yol açan yanlış uygulamadır.

Psikolojik Faktörler: Aile içi olumsuz ilişkiler, okulda başarısızlık, arkadaş edinememe, grup faaliyetlerine katılmama hem çocuğun ruhsal yapısını etkileyip aşırı yemeye neden oluyor hem de çocuğu pasif hale getiriyor.

TEDAVİ

Diyet:Obezitenin gelişmesinde önemli rol oynayan faktörlerin birincisi hatalı beslenmedir. Bunun için beslenmenin düzene sokulması gerekir.Şişmanlatıcı yiyecekler kısıtlanmalıdır.

Abur cubur diye adlandırılan yiyecekler (gazlı içecekler, hazır meyve suları, şekerlemeler) , karbonhidrat ve yağdan zengin gıdalar( çokokrem, hamur tatlıları yağda kızartılmış yiyecekler) kısıtlanır. Yeme alışkanlıkları düzene sokulur. Hazır yemek ve fast food türü yiyecekler kısıtlanır, yemek aralarında kalori bakımından zengin yiyeceklerin atıştırılması önlenir.

Normalde yemeğe başlandıktan sonra doyma hissinin beyne ulaşması ortalama 20 dakika da almaktadır. Hızlı bir şekilde yemek yeniyorsa, doyma hissi erişilmeden gerekenden fazla kalori alınmış olunur. Devamlı bir şeyler atıştırmaktan kaçınılmalıdır. Ayrıca güne 1-2 defa fazla miktarda yemek de obez gelişimi açısından zararlıdır.

Egzersiz:Egzersiz programı kilo vermek ve özellikle de verilen kilonun uzun dönemde korunabilmesi için vazgeçilmez bir unsur. Başlangıçta hafif kısa süreli ve nispeten seyrek egzersizlerle başlayıp çocuğun toleransı oranında arttırılır.

Davranışsal Terapi: Obez çocukların yeme alışkanlıklarının ve aktivitelerinin düzenlenmesinde önemli rol oynar.

Grup Terapisi: Adolesan yaş grubunda daha etkilidir. Okul hemşireleri, okul grupları ve yaz kampları düzenleyebilir. Gruplarda pozitif beden imajının gelişmesi desteklenmelidir.

Tıbbi Tedavisi:Çocuklarda ilaç tedavisi ve midenin küçültülmesi, incebağırsaklara yapılan by-pass operasyonları gibi cerrahi girişimler tıbbı zorunluluk olmadıkça önerilmez.

Yazan :Araştırma Görevlisi Birsen MUTLU