Gönderen Konu: Çocuklarımıza davranışlarımızda lütfen çok dikkatli olalım... mütHİŞ BİR HİKAYE  (Okunma sayısı 977 defa)

Çevrimdışı gizem316

  • Super Moderator
  • Daimi Uye
  • *****
  • İleti: 1540
  • Teşekkür: 39
  • özlüyorum seni zamanla barışamadım..yine hüzün:((
Çocuklarımıza davranışlarımızda lütfen çok dikkatli olalım...Bu konu üzerine müthiş bir hikaye, sizinle de paylaşmak istedim...

SUSMAK VE ÖĞRENMEK


Bir gün susmayı öğrendim. Öyle bir sustum ki belki sonsuza kadar
susacaktım.


Çünkü susmak benim küçücük dünyamda babamla kurduğum iletişim tarzıydı.
Babam akşamları eve yorgun dönerdi. Ben bütün gün evde sıkılır onun
gelişini iple çekerdim.


Daha o kapıdan girer girmez boynuna atılır onunla oynamak isterdim. Babam
sarılır, öper sonra da, hadi odana git, derdi. Yemek hazırlanınca annem
çağırır bu defa masada bir araya gelirdik babamla.Onlar annemle konuşurken
ben araya girer, sesimi duyuramayınca da bağırırdım. Babam sinirlenir,
'Bütün gün insanlara kafa patlatmaktan bunaldım, birde sen kafamı ütüleme!'
derdi. Annem de 'Bütün gün zaten seninle uğraştım, bir çift laf da mı
konuşturtmayacaksın babanla?' diye çıkışır, beni odama gönderirdi.


Çaresiz bir şekilde boynumu büker odama yani hapishaneme doğru yol alırdım.
Babam arkamdan, 'Bizim bir odamız bile yoktu, her şeye sahip, hâlâ ne
istiyor anlamadım.' diye bağırmaya devam ederdi. 'Keşke benim de bir odam
olmasaydı, keşke bizim de evimiz bir odalı olsaydı da hep birlikte
otursaydık' derdim içimden; ama yüksek sesle söylemeye cesaret edemezdim.
Yemekten sonra babam kanepeye uzanır, eline kumandayı alır, televizyon
seyrederdi. Beni yanına çağırır biraz severdi. Onun izleyeceği önemli
birşey varsa beni adeta yerimden bile kıpırdatmazdı. Azıcık hareket edip

koşup oynamaya çalışsam oda hapsim yeniden başlardı.

Bir gün anladım ki susunca babamla daha iyi anlaşıyoruz. Bu defa susarak

yapabileceğim oyunlar geliştirmeye başladım. Önce resim yaparak başladım işe.

Babam çizdiğim resimleri çok beğeniyor; 'Bak, böyle uslu uslu oyna işte.' diyordu.

Babam bazen göz ucuyla bakıyor, resimle ilgili bir şey sorsam afallıyordu.

Ama bana kızarak beni artık odama göndermiyordu.

'Son günlerde ne de akıllandı benim oğlum.' diye komşulara anlatıyordu
anneme halimi. Resimlerim arttıkça ortalık dağılmaya başladı.

Annem 'Odanı topla!'diye odama kapattığında işe nereden başlayacağımı

bilemiyordum. Ben bunlarla uğraşırken zaman geçiyor; ama odamı toparlamayı
beceremiyordum. Annem odama gelip 'Bak sana resim yapmayı yasaklayacağım.'
dedi bir gün. Susuyor olmamı usluluk olarak değerlendiren ailem resim
yapmayı da elimden alırsa ben ne yapacaktım?

Bu düşüncelerle bir aile tablosu yaptım. Babam eve gelince uygun zamanı
kolladım. Her zamanki gibi yemekler yendi, odaya geçildi. Babam oturur
oturmaz çizdiğim resmi getirdim. Babam baktı. Hım, dedi 'Çok güzel
olmuş.Bu adam benim herhalde.' dedi.


Ben 'Hayır o adam değil, bu çocuk sensin.'dedim. O 'Hayır, bu adam benim,
bu çocuk sensin, bu küçük kız da arkadaşın.'dedi.


Ben yine 'Hayır, o büyük adam benim, bu küçük adam sensin, bu küçük kız da
annem.' dedim.


Babam benimle uğraşmaktan vazgeçip:

'Peki neden bizi küçük çizdin?' dedi.


Heyecanla başladım anlatmaya.Ben büyüyüp adam olacağım. İş bulup
çalışacağım. Siz yaşlanıp küçüleceksiniz. Beliniz bükülecek, komşumuz Ahmet
amca ile Ayşe teyze gibi küçücük kalacaksınız. Ben işten geldiğimde yorgun
olacağım. Siz benimle konuşmaya çalıştığınızda işyerinde kafam şişmiş
olacağından sizi duymayacağım bile. Siz benimle bir şeyler paylaşmak
istediğinizde 'Hadi odanıza çekilin de kafa dinleyeyim.' diyeceğim.



Ve bir de bağıracağım 'Her şeylerini alıyorum. Sıcacık odaları da var, daha ne
istiyorlar' diye.

Annemle babamın gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Duyduklarına
inanamıyorlardı. Bana sarılıp beni öyle içten bir okşayışları vardı ki
sonsuza kadar konuşsam hiç bıkmadan dinleyecekler gibiydi

Farkında' Olmalı İnsan...Kendisinin, Hayatın Olayların, Gidişatın Farkında
Olmalı

Ömür Dediğin Üç Gündür,

Dün Geldi Geçti

Yarın Meçhuldür,

O Halde Ömür Dediğin Bir Gündür,

O Da Bugündür