Seni konuşur gibi sevdim,
Ağlar gibi anladım,
Seni dövüşür gibi düşündüm,
Ve ölmeden hayatta kalarak daha cesurca sahiplendim,
Bütün eylemler şimdi -di li ve -miş li geçmiş zamanlardalar,
Bense eski filmlerde seni arıyorum,
Bir mezar taşı kadar uzaksın bana,
Bir miting afişi kadar tanıdık,
Dedim ya sana,
seni konuşur gibi sevdim,
Ağlar gibi anladım,
Seni dövüşür gibi düşündüm,
Ve ölmeden hayatta kalarak daha cesurca sahiplendim,
Beni çağırdı tüm saatler senden sonra,
Düz yollar, aralıksız Kasım ayları,
Merdivenler, çarşafı ütülenmemiş tek kişilik yataklar,
Hepsine kalem çektim, kalemim yokken dahi,
Dedim ya sana,
Seni konuşur gibi sevdim,
Ağlar gibi anladım,
Seni dövüşür gibi düşündüm,
Ve ölmeden hayatta kalarak daha cesurca sahiplendim,
Kimse için yaşamıyor hiç kimse,
Ve hiçbir insan başkası kadar kendi sevdasını sahiplenemiyor,
Medetsiz, küfürsüz, dolu dizgin yarı dizeler,
Ve tamamlayan ben, bozan kader,
Dedim ya sana,
Seni konuşur gibi sevdim,
Ağlar gibi anladım,
Seni dövüşür gibi düşündüm,
Ve ölmeden hayatta kalarak daha cesurca sahiplendim,
Yokluğunda,
Ahmet Kaya dinledim arada,
Yaktım geceleri,
Ahmed Arif şiir söyledi,
Hasretinden Prangalar Eskittim,
Felsefik sözler geldi aklıma,
Onları es geçtim,
Bir akşam bir rakı masası kurdum,
tek bir eylemde karar kıldım,
Tek başına içtim...
Şuan sarhoşum,
Ölüm mü beter? Ayrılık mı?
Bilmiyorum...
Konu: Ölüm mü Beter, Ayrılık mı? (Okunma sayısı 1506 defa)