Gönderen Konu: ATATÜRK KÖŞESİ  (Okunma sayısı 19656 defa)

Çevrimdışı gizem316

  • Super Moderator
  • Daimi Uye
  • *****
  • İleti: 1540
  • Teşekkür: 39
  • özlüyorum seni zamanla barışamadım..yine hüzün:((
BAĞIMSIZLIK
« Yanıtla #15 : Ekim 01, 2007, 08:52:52 »
Bağımsızlık
Tam bağımsızlık, bizim bugün üzerimize aldığımız vazifenin temel ruhudur. Bu vazife, bütün millete ve tarihe karşı yüklenilmiştir. Bu vazifeyi yüklenirken, tatbik kabiliyeti hakkında şüphe yok ki çok düşündük. Fakat netice olarak edindiğimiz görüş ve iman, bunda, muvaffak olabileceğimize dairdir. Biz, böyle işe başlamış adamlarız. Bizden evvelkilerin işledikleri hatalar yüzünden, milletimiz sözde mevcut zannolunan bağımsızlığında kayıtlı bulunuyordu. Şimdiye kadar Türkiye'yi, medeniyet dünyasında kusurlu gösteren neler düşünülebilirse, hep bu hatadan ve bu hataya uymadan doğmaktadır. Bu hataya uyma neticesi; mutlaka, memleket ve milletin bütün haysiyetinden ve bütün yaşama kabiliyetinden soyunma ve uzaklaşmasını gerektirebilir. Biz; yaşamak isteyen, haysiyet ve şerefiyle yaşamak isteyen bir milletiz. Bir hataya uyma yüzünden bu özelliklerden mahrum kalmaya tahammül edemeyiz. Bilgin, cahil, istisnasız bütün millet fertleri, belki içinde bulundukları güçlükleri tamamen anlamaksızın, bugün yalnız bir nokta etrafında toplanmış ve fakat sonuna kadar kanını akıtmaya karar vermiştir. O nokta; tam bağımsızlığımızın temini ve devam ettirilmesidir.

Tam bağımsızlık denildiği zaman, elbette siyasi, malî, iktisadî, adlî, askerî, kültürel ve benzeri her hususta tam bağımsızlık ve tam serbestlik demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan mahrumiyet, millet ve memleketin gerçek mânasiyle bütün bağımsızlığından mahrumiyeti demektir. Biz, bunu temin etmeden barış ve sükûna erişeceğimiz inancında değiliz.
1921
(Nutuk II, S. 623-624)

Bağımsızlık ve hürriyetlerini her ne bahasına ve her ne karşılığında olursa olsun zedeleme ve kayıtlamaya asla müsamaha etmemek; bağımsızlık ve hürriyetlerini bütün mânasiyle koruyabilmek ve bunun için gerekirse, son ferdinin, son damla kanını akıtarak, insanlık tarihini şanlı örnek ile süslemek; işte bağımsızlık ve hürriyetin hakiki mahiyetini, geniş mânasını, yüksek kıymetini, vicdanında kavramış milletler için temel ve ölmez prensip... Ancak bu prensip uğrunda her türlü fedakârlığı, her an yapmaya hazır milletlerdir ki, devamlı olarak insanlığın hürmet ve saygısına lâyık bir topluluk olarak düşünülebilirler.
1928
(Atatürk'ün S.D. II, S. 249)

Bağımsızlığı için ölümü göze alan millet, insanlık haysiyet ve şerefinin icabı olan bütün fedakârlığı yapmakla teselli bulur ve elbette esaret zincirini kendi eliyle boynuna geçiren miskin, haysiyetsiz bir millete nazaran dost ve düşman nazarındaki mevkii farklı olur.
1927
(Nutuk I, S. 13-14)

Esas Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu esas ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla temin olunabilir. Ne kadar zengin ve refaha kavuşturulmuş olursa olsun bağımsızlıktan mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık olamaz.

Yabancı bir devletin himaye ve desteğini kabul etmek, insanlık özelliklerinden mahrumiyeti, beceriksizlik ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir. Gerçekten bu aşağı dereceye düşmemiş olanların isteyerek başlarına bir yabancı efendi getirmelerine asla ihtimal verilemez.

Halbuki Türk'ün haysiyet ve izzetinefis ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir.

Bundan ötürü, ya bağımsızlık, ya ölüm!...
1919
(Nutuk I, S. 13)

Arzumuz dışarıda bağımsızlık, içeride kayıtsız ve şartsız millî egemenliği korumadan ibarettir. Millî egemenliğimizin hattâ bir zerresini bozmak niyetinde bulunanların kafalarını parçalayacağınızdan eminim.
1923
(Atatürk'ün S. D. II, S. 71-72)

"Biz barış istiyoruz" dediğimiz zaman "tam bağımsızlık istiyoruz" dediğimizi herkesin bilmesi lâzımdır. Bunu istemeye hakkımız ve kudretimiz vardır. On sene, yirmi sene sonra aşağılaşarak ölmekten ise şimdiden şeref ve haysiyetle ölmeyi üstün tutmalıyız.
1923
(Atatürk'ün S. D. II, S. 89)

Ben yaşayabilmek için mutlaka müstakil bir milletin evlâdı kalmalıyım. Bu sebeple millî bağımsızlık bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin menfaatleri icap ettiği takdirde, insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet gereği olan dostluk, siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin de bu arzusundan sarfınazar edinceye kadar amansız düşmanıyım.
(23.4.1921)

Biz Türkler bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve bağımsızlığa sembol olmuş bir milletiz.
(Nutuk)

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, bağımsızlıktan mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye liyakat kazanamaz.
(Nutuk)

Türk Milleti yüzyıllardan beri hür ve müstakil yaşamış ve istiklâli yaşamak için şart saymış bir kavmin kahraman evlâtlarından ibarettir. Bu millet istiklâlsiz yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır.
(21 Haziran 1922)

Hürriyet ve istiklâl benim karakterimdir ben milletimin en büyük ve ecdadımın en kıymetli mirası olan istiklâl aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevî hususî ve resmî hayatımın her safhasını yakından bilenlerce bu aşkım malûmdur. Bence bir millette şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut beka bulabilmesi mutlaka o milletin hürriyet ve istiklâline sahip olmasıyla kaimdir. Ben şahsen bu saydığım vasıflara çok ehemmiyet veririm. Ve bu vasıfların kendimde mevcut olduğunu iddia edebilmek için milletimin de aynı vasıfları taşımasını esas şart bilirim. Ben yaşayabilmek için mutlaka müstakil bir milletin evlâdı kalmalıyım. Bu sebeple millî istiklâl bence bir hayat meselesidir.

İstiklâl ve hürriyet âşıkı milletler için, ıstırap anları, o ıstırabın âmilleri, ibret alıp tetikte durmak için daima hatırlanmalıdır. İstiklâl ve hürriyetlerini her ne pahasına ve her ne karşılığında olursa olsun ihlâl ve takyide asla müsamaha etmemek, istiklâl ve hürriyetlerini bütün mânasıyla masun bulundurmak ve bunun için, icap ederse, son ferdinin son damla kanını akıtarak insanlık tarihini şanlı bir misalle süslemek: İşte istiklâl ve hürriyetin hakikî mahiyetini, geniş mânasını, yüksek kıymetini vicdanında idrak etmiş milletler için esas ve hayati prensip.

Büyük ve hayalî şeyleri yapmadan yapmış gibi görünmek yüzünden bütün dünyanın düşmanlığını, garazını, kinini, bu memleketin ve milletin üzerine çektik. Biz panislâmizm yapmadık. Belki, "yapmıyoruz, yapacağız" dedik. Düşmanlar da "yaptırmamak için biran evvel öldürelim" dediler. Panturanizm yapmadık, "yaparız, yapıyoruz" dedik, "yapacağız" dedik ve yine "öldürelim" dediler. Bütün dâva bundan ibarettir.
(1921)

Çevrimdışı gizem316

  • Super Moderator
  • Daimi Uye
  • *****
  • İleti: 1540
  • Teşekkür: 39
  • özlüyorum seni zamanla barışamadım..yine hüzün:((
ATATÜRK'TEN SON MEKTUP ..
« Yanıtla #16 : Ekim 01, 2007, 09:02:00 »
Siz beni halâ anlayamadınız .
Ve anlamayacaksınız çağlarca da...
Hep tutturmuş "Yıl 1919, Mayıs'ın 19'u" diyorsunuz.
Ve eskimiş sözlerle beni övüyor, övüyorsunuz .
Mustafa Kemâl'i anlamak bu değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil.

Bırakın o altın yaprağı artık,
bırakın rahat etsin anılarda şehitler.
Siz bana, neler yaptınız ondan haber verin.
Hakkından gelebildiniz mi yokluğun, sefaletin ?
Mustafa Kemâl'i anlamak yerinde saymak değil.
Mustafa Kemâl'in ülküsü, sadece söz değil.

Bana, muştular getirin bir daha,
uygar uluslara eşit yeni buluşlardan..
Kuru söz değil, iş istiyorum sizden anladınız mı ?
Uzaya Türk adını Atatürk kapsülüyle yazdınız mı ?
Mustafa Kemâl'i anlamak avunmak değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil.

Halâ, o, acıklı ağıtlar dudaklarınızda,
halâ oturmuş, 10 Kasımlarda bana ağlıyorsunuz .
Uyanın artık diyorum, uyanın, uyanın !
Uluslar, fethine çıkıyor, uzak dünyaların..
Mustafa Kemâl'i anlamak gözboyamak değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil..

Beni seviyorsanız eğer ve anlıyorsanız ;
laboratuvarlarda sabahlayın, kahvelerde değil.
Bilim ağartsın saçlarınızı.. Kitaplar..
Ancak, böyle aydınlanır o sonsuz karanlıklar...
Mustafa Kemâl'i anlamak ağlamak değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil.

Demokrasiyi getirmiştim size, özgürlüğü..
Görüyorum ki, halâ aynı yerdesiniz, hiç ilerlememiş,
birbirinize düşmüşsünüz, halka eğilmek dururken.
Hani köylerde ışık, hani bolluk, hani kaygısız gülen ?
Mustafa Kemâl'i anlamak itişmek değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil.

Arayı kapatmanızı istiyorum uygar uluslarla.
Bilime, sanata varılmaz rezil dalkavuklarla.
Bu vatan, bu canım vatan, sizden çalışmak ister,
paydos övünmeye, paydos avunmaya, yeter, yeter !
Mustafa Kemâl'i anlamak aldatmak değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil...

Çevrimdışı gizem316

  • Super Moderator
  • Daimi Uye
  • *****
  • İleti: 1540
  • Teşekkür: 39
  • özlüyorum seni zamanla barışamadım..yine hüzün:((
Mustafa Kemal'i anlatan en güzel sözü..
« Yanıtla #17 : Ekim 01, 2007, 09:11:28 »
Mustafa Kemal'i anlatan en güzel sözü
İki Mustafa Kemal vardır. Biri ben et ve kemik, geçici Mustafa Kemal.
İkinci Mustafa Kemal, onu ‘ben’ kelimesiyle ifade edemem; o ben değil, bizdir!
O, memleketin her köşesinde yeni bir fikir, yeni bir hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın
ve mücadeleci bir topluluktur. Ben onların rüyasını temsil ediyorum.
Benim girişimlerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir.
O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz.
Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal O'dur.

Çevrimdışı can__su

  • Okuyucu
  • *
  • İleti: 0
  • Teşekkür: 13
Ynt: ATATÜRK HAKKKINDA HERŞEY...
« Yanıtla #18 : Ekim 01, 2007, 09:47:19 »

ANILARı
Yugoslav Kralı müteveffa Aleksandr, Balkan Atlantı'nın imzasını takip eden günlerde memleketimize gelmişti. Atatürk'le sohbeti sırasında, şahsına ve Türk Milleti'ne karşı duyduğu yakınlığı ve iyi hisleri ifade için dedi ki:

"-Cihan Harbini takip eden mütareke günlerinde, İtilaf devletleri Yunanistan'dan evvel Türkiye'yi işgali bana teklif etmişlerdi. Fakat hiç tereddüt etmeden bu teklifi reddettim, bunun üzerine Yunanlıları tercihe mecbur kaldılar."

Mustafa kemal muhatabının sözlerini sükunetle dinledi ve birden yerinden kalkıp, muhatabını şaşkınlık içinde bırakarak elini sıktı:

"-Size ve milletinize geçmiş olsun Ekselans..." dedi.

Ve anlatmak istedi ki, Türk topraklarına saldıran kim olursa olsun akibeti değişmeyecekti!

***

Daha sonra, kalb-i alakası uğruna taç ve tahtını terkederek, İngiltere Krallığı makamını terkedip Windsor Dük'ü olarak kalmayı tercih eden İngiltere Kralı Sekizinci Edward da Atatürk'ün misafiri olmuştu. Neşeli bir akşam yemeğini takip eden sohbet sırasında, mevzu, Türk ordusunun savaş gücüne intikal etti. İngiliz hakikatçiliği ile, Mustafa Kemal'in ne eşşiz bir kumandan olduğunu bilen misafiri, Atatürk'e o tarihte bir milyonluk insan gücü olan Türk ordusunun iki milyonla harp sahnesine çıkmasının, dünya barışı için "Ne güvenilecek kuvvet..." olduğunu söyledi. Atatürk'ün "iki milyon"u "bir milyon" olarak nezaketle tashihini de şu hayranlık duygusuyla tamamladı:

"-Evet Atatürk... Bir milyon Türk ordusu, bir milyon da şahsen siz. Ben tahminimde hata etmedim."

Başkumandanlık yıllarını hatırlayan Gazi, atavik gururu dünyaca malum olan haşmetli misafirinin bu nazik esprisinden elbette çok mütehassis olmuştu. Fakat ona Türk ordusu ve bilhassa hayatında en sevdiği varlık olan Mehmetçik için daha aydınlık bir fikir vermek istedi:

"- Eğer, yurt ve dünya sulhü ve insanlık hürriyetleri için bir kuvvet dengesi olarak ihtiyaç olursa, bizim ordumuzun her ferdini bana layık gördüğünüz ölçü içinde ölçebilirsiniz."

Yani bir milyon kere bir milyonluk bir kuvvet... Milletinin kıymeti için böylecesine sonsuz güven sahibi idi.

"Bir Türk dünyaya bedeldir." , "Ne mutlu Türk'üm diyene!" hükümlerinde asla "politika" kokmaz. Bu daha çok milletinin aslında var olan hasletlerini devrin bilgi ve tekniği ile cihazlamak hasretini, kendisinden sonra geleceklere inandırmak duygusunun ifadesi idi.

~~hayat üç buçukla dört arasındadır....
              ya üç buçuk atarsın....
       ya da dört dörtlük yaşarsınn.....~~

Çevrimdışı can__su

  • Okuyucu
  • *
  • İleti: 0
  • Teşekkür: 13
Ynt: ATATÜRK HAKKINDA GÖRÜŞLER
« Yanıtla #19 : Ekim 01, 2007, 09:52:35 »
ATATÜRK'ün ölümünden sonra söylenenler

AMERİKA

Atatürk bu yüzyılın büyük insanlarından birinin tarihi
başarılarını, Türk halkına ilham veren liderliğini, modern
dünyanın ileri görüşlü anlayışını ve bir askeri lider olarak
kudret ve yüksek cesaretini hatırlatmaktadır.
Çöküntü halinde bulunan bir imparatorluktan özgür Türkiye' nin
doğması, yeni Türkiye' nin özgürlük ve bağımsızlığını şerefli
bir şekilde ilan etmesi ve o zamandan beri koruması, Atatürk' ün Türk
halkının işidir. Şüphesiz ki, Türkiye' de giriştiği derin ve
geniş inkilaplar kadar bir kitlenin kendisine olan güvenini
daha başarı ile gösteren bir örnek yoktur.

John F. KENNEDY (A.B.D. Başkanı)


Benim üzüntüm, bu adamla tanışmak hususundaki şiddetli arzumun
gerçekleşmesine artık imkan kalmamış olmasıdır.

Franklin D. ROOSEVELT (A.B.D. Başkanı)


Asker-devlet adamı, çağımızın en büyük liderlerinden biri idi.
Kendisi, Türkiye' nin, dünyanın en ileri memleketleri arasında
hak ettiği yeri almasını sağlamıştır. Keza O, Türklere, bir
milletin büyüklüğünün temel taşını teşkil eden, kendine
güvenme ve dayanma duygusunu vermiştir.

General Mc ARTHUR


Sovyet Rusya Hariciye Nazırı Litvinof ile görüşürken kendisine
onun fikrince bütün Avrupa' nın en kıymetli ve en ziyade
dikkate değer devlet adamının kim olduğunu sordum. Bana
Avrupa' nın en kıymetli devlet adamının Türkiye Cumhurbaşkanı
Mustafa Kemal olduğunu söyledi.

Franklin D. ROOSEVELT  A.B.D. Başkanı


Dünya sahnesinden tarihin en dikkatli, çekici adamlarından biri
geçti.

Chicago Tribune


Savaş sonrası döneminin en yetenekli liderlerinden biri.

New York Times


İnsanı teslim alıcı fevkalade önderlik kuvveti vardır. O,
tetiktir, hazır cevaptır, dikkati çekecek kadar zekidir.

Gladys Baker (Gazeteci)


ALMANYA

O kişisel kazanç ve ün peşinde koşan basit bir diktatör değil,
gelecek kuşaklar için sağlam temeller atmaya uğraşan bir
kahramandı.

Prof. Walter L. WRIHT Jr.


Atatürk Türkiye' yi tek düşman kalmaksızın bırakmıştır. Bu
zamanımızın hiçbir devlet şefinin başaramadığıdır.

Alman Volkischer Beobachter Gazetesi


Almanya, ATATÜRK' ün eserine ve mücadelesine hayrandır. Onda,
tarihi eseri, özgürlüğü seven bütün milletler için bir sembol
olarak kalacak kudretli bir kişilik görmektedir.

Berlin, Alman Ajansı


Istırap çeken dünyada barış ve esenliği yeniden kurmak ve
insanlığın yalnız maddi değil, manevi gelişmesini sağlamak
isteyenler Atatürk' ün iman verici ve yön göstericiliğinden
örnek ve kuvvet alsınlar.

Profesör Herbert MELZIG(Tarihçi)


Kendisinin tarihi büyüklüğü, eseri olan yeni Türkiye' ye
bakılarak bu günden ölçülebilir.
Çelik gibi azim ve gayreti, uzağı gören akıl ve hikmetle
birleşmiş olan bu gerçek halk önderi ve devlet adamı; Anadolu
dağlarının en uzak ve ıssız köşesindeki köylere bile başka bir
ruh aşılamıştır.

Illustrierte Dergisi


O, kendi milleti ve beşeriyet alemi için beslediği muhabbetle,
bir dahinin neler yarattığına dair, cihana fevkalade heyecanlı
bir sahne seyrettirmektedir.

Herbert MELZIG


FRANSA

İnsanlığın bütün belirtileri Onda kendini hemen gösteriyor.

Noelle Gazetesi


Eski Osmanlı İmparatorluğu bir hayal gibi ortadan silinirken,
milli bir Türk Devleti'nin kuruluşu, bu çağın en şaşırtıcı
başarılarından birisidir. Mustafa Kemal, yüce bir eser ortaya
koymuştur. Atatürk' ün parlak başarısı bütün sömürgeler için bir
örnek olmuştur.

Maurice BAUMANT(Profesör)


Çok büyük bir adamdı...bir siyasi dahiydi.

Excelsior Gazetesi


Dünyanın, çağdaş, en büyük kişilerinden biri.

Le Jour-Echo de Paris


Atatürk' ün yurt kurtarıcı olduğunu, milletlerin en vefalısı
olan Türkler asla unutmayacaklardır.

Noell Roger Gazetesi


Karşımdaki bu büyük adamda, keşfettiğim bu büyük meçhulde
maharet ve karakter o kadar iyi işlenmişti ki, sözlerinde
hiçbir şüphe aranamazdı.

Claude Farrer (Yazar)


Bu günün Türkleri, yüzyıllar önce Avrupa' yı titreten canlı
millet durumuna erişmiştir. Ve bu aksam O büyük ulunun başında
bekleyen Türkiye, güçlü ve dipdiri Türkiye' dir.

Pierre Dominique(Gazeteci)


Asırları asan adam !..

Fransa, Paris Basını

Akıllı ve barışçı yöntemlerle gerçekleştirdiği eseri halkların
tarihinde izlerini bırakacaktır.

Albert LEBRUN

Fransız Cumhurbaşkanı


Mevcut rütbelerin hepsini kaldırdığı bir memlekette, bu adam,
bütün rütbeleri, kazanmıştır. O memlekete, bulabilecek en
şerefli isim Ona verilmiştir.

Mercel Sauvage(Gazeteci)


Bu, insanlığa denenmiş bir felsefe örneği olarak sunulabilir.
Atatürk yüz yıllara sığabilecek işleri on yılda tamamladı.

Gerrad Tongas(Yazar)


Atatürk öldü. Barış kubbesinin Doğu sütunu yıkıldı. Artık
evrende barışı kimse garanti edemez. Nitekim Avrupalı devlet
adamları; O' nun 1930'da yaptığı uyarı ve tavsiyeleri
dinlememiş ve dünyayı 1939 yılında ikinci büyük savaş
felaketinin içine sürüklemişlerdir.

SANERWIN Gazetesi


Atatürk, bir milleti, birkaç yılda asrileştirmek mucizesini
göstermiştir.

Paris-Le Temps


Yeni Türk Devleti ile Ankara Antlaşması' nın imzalanması
nedeniyle; "Bizi arkadan vurdu, dağ başındaki haydutlarla,
Mustafa Kemallerle anlaştı" diyenlere Fransız Başbakanının
Mecliste verdiği cevap:
Dağ başındaki haydutlar diye isimlendirdiğiniz kahraman
Mustafa Kemal ve O' nun tüm askerleri burada olsalardı teker
teker hepsinin heykellerini dikerdik. Böylesine kahraman bir
antlaşma imzalamaktan gurur duyuyorum. 

Fransız Başbakanı BRIAND


Sırasıyla ihtilalci ve asi, sonradan muzaffer bir kumandan
olan "Türklerin babası" Yeni Türkiye' yi yarattı, sultanları
kovdu, kadınlara hürriyet verdi fesi kaldırdı, ülkesinde
radikal bir inkilap yaptı.

Paris-Soir' den


Denilebilir ki onsuz, İslam alemi yolunu bulabilmek için elli
yıl daha bekleyecekti.

Berthe Georges-Gaulis


O, yüce bir dağa benzer. Eteğinde yaşayanlar bu yüceliği fark
edemezler. Bu dağın azametini kavrayabilmek için, Ona çok
uzaklardan bakmak gerekir.

Claude FARRER / Fransız Edibi


Türkiye tarihi, bugün her zamandan çok Batı ve Avrupa
tarihinden ayrılmaz bir haldedir. Ve Atatürk' ün bu yöndeki
gayretleri sonuçsuz kalmamıştır.
Memleketlerimiz arasındaki yüzyılları aşan dostluk, bu
gelişmenin temel öğelerinden biridir.

Charles De GAULLE


Kemal Atatürk' ün karakterinin bir cephesini göstermek
itibariyle bir noktayı hatırlatmak isterim. Bize savaşlarından birini anlatıyordu.
Birdenbire durdu:  Görüyorsunuz ya, dedi: birçok zaferler kazandım. Fakat
bunların en büyüğünden sonra bile her akşam, savaş alanlarında
ölen bütün askerleri düşünerek içimde derin bir keder duyuyorum.
Cesaret ve zekasından başka yüreği bu kadar yüce olan böyle
bir Şef' in, yurdu için mucizeler yaratmış olmasına şaşılabilir mi?

George BENNES

Vu Gazetesi


Devrin yüksek şahsiyetleri kitaplarda, konferanslarda
Türkiye' nin asla değişmeyeceğini ve değişmeden öleceğini ilan
etmişlerdi. Halbuki ölmeden değişti. Hem de kökünden ve baştan
aşağı değişti. İnançlar, gelenekler, yöntemler yıkıldı. Son
döküntülerini de yabancı zırhlıları ve kapitülasyonlar gibi
memleketten sürüp attılar. Türkiye, ruhunu değiştirmişti.
Tamamen ve tasavvur edilmesi mümkün olduğu kadar.

Raymond CARTIER

Le Nouvelliste Gazetesi


İNGİLTERE

Savaş sonrasının en ileri gelen devlet adamlarından biri.
Kendi başına bir klas oluşturuyordu ve hemen her açıdan tekti.

The Fortnightly, Londra


Avrupa, savaştan sonra belirmiş az sayıdaki yapıcı devlet
adamlarından birini kaybetti.

Spectator


Çağımızda hiçbir isim Atatürk' ün adı kadar büyük saygı
yaratmamıştır.

Observer


İngiltere önce, cesur ve asil bir düşman, sonra da sadık bir
dost olarak tanıdığı büyük adamı selamlamaktadır.

Sunday Times


O, benzeri olmayan bir devlet adamı idi. Diktatörlerin tahammül
edemediği serbest bir nizamla, başaramadığı ve
başaramayacağı işler yapmıştır. Tarihte böyle adamlar
devirlerine kendi adlarını vermişlerdir.

Word Price


O, Türkiye' nin önceki kuşaklarından hiçbirine nasip olmayan
özgürlük ve güven dolu bir hayat sağladı. Başarıları,
Türkiye' nin Avrupa devleti olmasını sağladı, yakın doğunun
tarihini değiştirdi.

Times Gazetesi


Savaş Türkiye' yi kurtaran, Savaştan sonra da Türk Milletini
yeniden dirilten Atatürk' ün ölümü, yalnız yurdu için değil,
Avrupa için de büyük kayıptır. Her sınıf halkın O' nun ardından
döktükleri içten gözyaşları bu büyük kahraman ve modern
Türkiye'nin Ata' sına değer bir görünümden başka bir şey
değildir.

Winston CHURCHILL İngiltere Başbakanı


Atatürk, Türk Milleti'nin ruhunda Türk Bayrağı gibi dalgalanan
bir baştı.

Daily Telegraph


Cumhuriyet Türkiye' sinin Devlet Başkanı Kemal Atatürk, diğer
önderlerde görmeye alışmadığımız şu değerli nitelikleri
kişiliğinde toplamış bulunuyor: alçak gönüllülük, yeterlik ve
başarı.

The Truth Dergisi


O genç ve dahi Türk Şefi'nin o esnada Çanakkale de bulunması,
müttefikler bakımından tarihin en acı darbelerinden biridir.

Alan Moorehead (Yazar)


Atatürk, eskimiş bilimlerle boş yere kafasını yormamış
olduğundan daha taze ve cesur düşünen bir önderdir.
Kendisi için, bugünkü Avrupa' nın en güçlü Devlet Adamıdır
diyebileceğimiz Atatürk, hiç şüphesiz devlet adamlarının en
cesur ve orijinalidir.

Herbert Sideabotham (Yazar)


Herhangi bir olayı derinliğiyle kavramak, çıkar yolu görüp
birdenbire harekete geçmek iktidarı, O' nun eşsiz otoritesinin
başlıca kaynaklarından biridir.

Grace Ellison (Gazeteci)


AFGANİSTAN

O büyük insan yalnız Türkiye için değil, bütün doğu milletleri
için de en büyük önderdi.

Emanullah HAN

Afgan Kralı


ARNAVUTLUK

Bu Türk Milleti yastadır. Çünkü yeni Türkiye' nin yaratıcısı
olan eşsiz şefini kaybetmiştir.

Stipsi Gazetesi


AVUSTURYA

Büyük düşüncelerin adamı, bir devlet mimarıydı.

Neue Freie Presse, Viyana


Atatürk öyle bir insandır ki, hayali değildir. İstediğini
bilir, bildiğini yapar, yapamayacağı bir şeyi de istemez.

Avusturyalı Heykelci KRIPPEL


BELÇİKA

Atatürk, yirminci asrın en büyük gerçeğini yaratan adamdır.

Kopenhag-Nasyonal Tidende


Milletine bu kadar az zamanda bu ölçüde hizmet edebilen tek
devlet adamı Atatürk' tür.

Libre Belgique gazetesi


BULGARİSTAN

Hiçbir memleket, yeni Türkiye' nin Ata' sı tarafından başarılan
kadar güçlü, hızlı ve kökten bir yenilik hamlesine
erişmemiştir.

Bulgar Dness Gazetesi


ÇİN

Mustafa Kemal yeni Türkiye' nin kalbidir. Eski, yıpranmış bir
toplumdan yepyeni, güçlü bir millet yaratmış, eşsiz
kişiliğiyle kendini herkese saydırmış, enerjisiyle herkesi
kendine inandırmıştır.

Ma Shao-Cheng (Yazar)


DANİMARKA

Atatürk, şahsiyet ve yeteneğin dev gibi bir simgesi idi, O,
yirminci yüzyılın en görkemli olayını yaratan adamdı.

National Tidence Gazetesi


FİNLANDİYA

Atatürk, olağanüstü nitelikte bir devlet adamı, savaş sonrası
dünya tarihinin en önemli simalarından biri idi.

Hufvud Stadbladet Gazetesi


HİNDİSTAN

Dünyanın yetiştirdiği en büyük insanlardan biri.

Star of India


Atatürk, yalnız Türk Milleti'nin değil, özgürlüğü uğruna
savaşan bütün milletlerin önderiydi. O' nun direktifleri
altında siz bağımsızlığınıza kavuştunuz. Biz de o yoldan
yürüyerek özgürlüğümüze kavuştuk.

Bayan Sucheta KRIPALANI Hint Parlamento Heyeti Başkanı


İRAN

Atatürk gibi insanlar bir nesil için doğmadıkları gibi belli
bir devre için de doğmazlar. Onlar önderlikleriyle yüzyıllarca
milletlerin tarihinde hüküm sürecek insanlardır.

Tahran Gazetesi


Atatürk yalnız kahraman milletinin büyük bir Şef'i olmakla
kalmamıştır. O, aynı zamanda insanlığın da en büyük evladı
olmuştur.

Iran Gazetesi


İSRAİL

Dünya, çağımızın en dikkati çekici adamlarından birini
kaybetti.

Palestine Post


Mustafa Kemal Atatürk, kuşkusuz 20. yüzyılda dünya savaşından
önce yetişen en büyük devlet adamlarından biri, hiçbir millete
nasip olmayan cesur ve büyük bir inkilapcı olmuştur.

Ben Gurion İsrail Başbakanı


İSVEÇ

O olmasaydı modern Türkiye olmazdı. O' nun sayesinde Türkler,
O' nun olağanüstü eserini izleyebilecekler ve zaten dünyaca pek
yüksek olan onurlarını daha fazla yükseltebileceklerdir.

Nya Dagligt Gazetesi


İSVİÇRE

Türkiye' yi yaratan, tarihimizin bu en Büyük Adam' ını başımı en
derin hürmetle eğerek selamlarım.

Profesör MORRF


Yalnız bir asker değil, aynı zamanda yüzyılımızın bir daha
göremeyeceği bir dahi idi.

Profesör SEKRETAN


İTALYA

Hayatının sonuna kadar milleti' nin mutlak güveni ile kurduğu
devletin başında muzaffer kumandanının kişiliği, eşi
görülmemiş bir karakter örneğidir.

C.C.SFORZA


Üstün iradesi, tükenmez cesareti ve eşsiz sezişi ile
hasımlarını dize getirdi. Fazilet ve ciddiyeti, üç yılda
memleketine yalnız askeri değil, aynı zamanda tam ve doyurucu bir
siyasi zafer kazandırdı.

F.Perrone Di San Martino (Yazar)


Atatürk'ün ölümü ile Yakın Doğu' nun gelişmesine birinci
derecede etken olan son derece kuvvetli bir şahsiyet
kaybolmuştur.

Tribuna Gazetesi


JAPONYA

Şaşırtıcı ve çekici bir kişi. Asker olarak büyük, fakat devlet
adamı olarak daha büyük.

Japon Times


Yüzyıldan beri Küçük Asya'nın çıkardığı en büyük lider.

The Japon Chronicle


LÜBNAN

Büyük adamlar, kuşaklarının başındadır. Türk Milleti'nin
başındaki büyük ve dahi Atatürk, politika ve savaş alanlarında
yılmayan büyük ve yurtsever bir insandı.

KERAMA

Lübnan Başbakanı


Kelimenin tam anlamıyle bir yapıcı ve yaratıcı olan Atatürk,
dünya haritasında memleketine yepyeni bir sınır çizmiştir.

Loryan Gazetesi


Atatürk, dünyanın çok nadir yetiştirdiği dahilerdendir. O,
bütün bir tarihin seyrini değiştirmiştir.

Ennehar Gazetesi


Dünyanın çok nadir yetiştirdiği dahilerdendir. Dünya tarihinin
gidişini değiştirmiştir.

An Nahar


MACARİSTAN

Yüzyılımızda, "olmayacak hiçbir şey yoktur" şeklindeki tarihi
gerçeği ıspatlayan ilk adam olmuştur.

Esti Ujsag.Macar.


Dünya, bu savaş ve barış kahramanı büyük adamın ölümü ile
yoksul düşmüştür.

Pester lioyd Gazetesi


Türkiye'yi bir arı kovanına ve bütün Türkleri de bal aramağa
çıkmış çalışkan arı' lara benzetiyorum. Nasıl arı' lar beylerinin
etrafında toplanıp çalışırlarsa bütün Türk Milleti bu gün
büyük dahi Mustafa Kemal etrafında toplanmışlardır.

Prof. M. Zaajti Franes


MISIR

Çağının, belki de tüm tarihin en olağanüstü kişilerinden biri.

Egyptian Gazete


NORVEÇ

Atatürk, tarihte, memleketinin en büyük adamlarından biri
olarak kalacaktır.

Le Morgen Bladet Gazetesi


PAKİSTAN

Kemal Atatürk, yalnız bu yüzyılın en büyük adamlarından biri
değildir. Biz Pakistan'da, Onu geçmiş bütün çağların en
büyük adamlarından biri olarak görüyoruz. Askeri bir deha,
doğuştan bir lider ve büyük bir yurtsever.

Eyüp Han, Pakistan Cumhurbaşkanı


Bizim aslımız rengi uçmuş bir kıvılcım iken, O' nun bakışı ile
cihanı kaplayan ve aydınlatan bir güneş haline geldik.

İkbal (Şair)


POLANYA

O' nun yaratıcı ruhunun ve ateşli yurtseverliğinin harekete
geçmemiş olduğu hiçbir alan yoktur.

Gazeta Polska


ROMANYA

Atatürk, tarihte teşkilatcı bir dahi, bir milletin harikalar
yaratan yöneticisi ve memleketinin kurtarıcısı olarak
kalacaktır.

Independance Romaine Gazetesi

Bir milleti, uçurumun kenarından sarsılmaz azmiyle kurtaran,
kuvvetlendiren, yükselten yöneticiler arasında Atatürk, en
birincisidir.

Timpul Gazetesi


RUSYA

Şöhreti bütün cihana yayılmış olan tecrübeli başkanın yönetimi
herkesin sevgi ve saygısını çeken büyük Türk Milleti'nin milli
bağımsızlığını devamlı bir başarı ile kuvvetlendirmiş ve yeni
milli yapısını yaratmıştır.

Sovyet Başbakanı Kalinin


SURİYE

Vatanını muhakkak bir parçalanmaktan kurtararak devlet
gemisini güvenilir bir limana götürdükten sonra milletinden
bir taht istemedi. O, kelimesinin bütün anlamıyla bir insan,
eşsiz bir dahi, kahraman bir asker ve siyaset adamı idi...

Elifba Gazetesi


Atatürk'ün başardığı işler mucize ve harika kabilindedir.
Birkaç yıl içinde memleketinde yaptığı inkilaplar, birkaç
yüzyılda gerçekleştirilmeyecek işlerdir.

El Tekaddum Gazetesi


YUGOSLAVYA

Atatürk'ün dehası, tarihte Türk Milleti'nin taşıdığı ruhun
faziletine en yüksek örneklerinden birini teşkil edecektir.

Branko Aczemovic (Elçi)


Tarih, silinmez harflerle bu devlet adamının ismini
hak edecektir. Atatürk bir halk adamıdır. Kırılmaz azmi, keskin
zekası ve kudreti kendisini yendiği alın yazısının önüne
getirmiş, böylece yeni Türkiye'nin yaratıcısı olmuştur.

Politika Gazetesi


YUNANİSTAN

Türkiye, dost ve düşmanlarının hayran olduğu bir deha adama,
malik bulunmak bahtiyarlığına erişmiştir.

Katimerini
~~hayat üç buçukla dört arasındadır....
              ya üç buçuk atarsın....
       ya da dört dörtlük yaşarsınn.....~~

Çevrimdışı daktilo

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 16
  • Teşekkür: 5
  • yaşasın aöf
Ynt: ATATÜRK HAKKKINDA HERŞEY...
« Yanıtla #20 : Ekim 01, 2007, 19:15:14 »
böyle bir köşe açan tüm site yöneticilerini canı gönülden kutluyorum... :alks özellikle son zamanlarda atatürkçülüğe yapılan saldılırılar ve üniversiteleri saran anti kemalist kadroların olduğu bir zamanda böyle güzel bir konuya yer vermeniz çok güzel ....  :hopphepinize sevgiler.. :yup

Çevrimdışı gizem316

  • Super Moderator
  • Daimi Uye
  • *****
  • İleti: 1540
  • Teşekkür: 39
  • özlüyorum seni zamanla barışamadım..yine hüzün:((
Ynt: ATATÜRK HAKKKINDA HERŞEY...
« Yanıtla #21 : Ekim 01, 2007, 19:18:59 »
bizlerde sizleri aramızda görmekten mutluluk duyuyoruz..

yucel_beyoglu

  • Ziyaretçi
Ynt: ATATÜRK HAKKKINDA HERŞEY...
« Yanıtla #22 : Ekim 01, 2007, 20:18:40 »
Ne güzel bir yazı.. paylaşım için teşekkürler dostum.

Çevrimdışı can__su

  • Okuyucu
  • *
  • İleti: 0
  • Teşekkür: 13
Ynt: ATATÜRK HAKKKINDA HERŞEY...
« Yanıtla #23 : Ekim 02, 2007, 11:36:43 »
CUMHURİYETin 1, yılında ATATÜRK'ün mecliste yaptığı konuşma


 
Türkiye Büyük Millet Meclisinin Saygıdeğer Üyeleri!

   Büyük Millet Meclisinin hayırlı ve bereketli elinin, Türk milletinin geleceğini yönetmeye başladığının beşinci senesini kutluyoruz. Bu vesileyle yüksek heyetinizi saygıyla selâmlarım.

   Geçen sene Büyük Millet Meclisi, Türk milletinin gerçek arzularına uygun olarak devlet şeklini Cumhuriyet olarak kararlaştırdı. Cumhuriyet yönetimi, ülkemizin en uzak köşesine kadar büyük bir heyecanla ulaştı, kabul gördü. Millet; cumhuriyetin,Türk vatanını asırların kötü yönetiminden kurtaracak ve ülkeyi lâyık olduğu gelişme seviyesine ulaştıracak yegâne yönetim şekli olduğunu anladı. Millet, cumhuriyetin şu anda ve gelecekte her türlü tehlikeden korunmasını talep etmektedir. Milletin talebi, cumhuriyetin denenmiş, sınanmış ve olumlu sonuçları alınmış bütün esaslara bir an evvel ve tam anlamıyla geçilmesi şeklinde ifade edilebilir. Yüksek Meclisin büyük bir önem vererek uğraştığı teşkilâtı esasiyede (Anayasa'da), milletin talebini karşılamak hepimizin görevidir. Diger taraftan, hükûmetin görevi, gelişmiş ve medenî yönetimin bütün gereklerini anlaşılır ve çok hızlı bir şekilde ülkemizin tamamında uygulamak, aksaklıkları gidererek geliştirmektir.

    Görevimizi, milletin arzularına uygun olarak yapabilmeyi bütün gönlümle temenni ederim.


Mustafa Kemal ATATÜRK
1 Mart 1924
~~hayat üç buçukla dört arasındadır....
              ya üç buçuk atarsın....
       ya da dört dörtlük yaşarsınn.....~~

Çevrimdışı gizem316

  • Super Moderator
  • Daimi Uye
  • *****
  • İleti: 1540
  • Teşekkür: 39
  • özlüyorum seni zamanla barışamadım..yine hüzün:((
Ynt: ATATÜRK HAKKKINDA HERŞEY...
« Yanıtla #24 : Ekim 02, 2007, 12:21:26 »
9 milyon Ata'ya koştu
Anıtkabir'i ziyaret edenlerin sayısında yeni bir rekor kırıldı

Anıtkabir'de, geçen yıl 8 milyon 148 bin 452 kişiyle ziyaretçi sayısında en üst noktaya ulaşırken, bu yıl 9 ayda 9 milyon 17 bin 463 ziyaretçiyle yeni bir rekor kırıldı.

Genelkurmay Başkanlığı'nın Anıtkabir ziyaretçi sayısına ilişkin verilerine göre, Anıtkabir'i 2004 yılında yaklaşık 2.5 milyon kişi ziyaret ederken, 2005'te 3 milyon 801 bin 340, geçen yıl ise 8 milyon 148 bin 452 kişi ziyaret etti.

Anıtkabir bu yıl ise 9 ayda 9 milyon 17 bin 463 ziyaretçiyi ağırladı. Anıtkabir'i ocak ayında 603 bin 190, şubat ayında 460 bin 288, mart ayında 509 bin 140, nisan ayında 1 milyon 74 bin 731, mayıs ayında 879 bin 766, haziran ayında 1 milyon 174 bin 278, temmuz ayında 1 milyon 392 bin 551, ağustos ayında 1 milyon 570 bin 802, eylül ayında ise 1 milyon 352 bin 717 kişi ziyaret etti.

84. Kuruluş yıldönümü nedeniyle CHP'lilerin 9 Eylül’deki anıtkabir ziyareti, rakamlara da yansıdı. Bir yıl önce 9 Eylül'de 53 bin kişinin ziyaret ettiği Anıtkabir'e bu yıl 176 bin 906 kişi gitti.

Eylül ayında Anıtkabir'i ziyaret eden yabancı ziyaretçi sayısı ise 219 bin 529 oldu.

 

Çevrimdışı gizem316

  • Super Moderator
  • Daimi Uye
  • *****
  • İleti: 1540
  • Teşekkür: 39
  • özlüyorum seni zamanla barışamadım..yine hüzün:((
protesto ediyoruz!
« Yanıtla #25 : Ekim 14, 2007, 11:01:36 »
AB Uyum yasaları gereğince devlet dairelerinden Atatürk resimlerinin kaldırılmasını  protesto ediyoruz!   
Ulusal  bilincimizi yavaş  yavaş  yok etmelerine izin vermek istemiyorsanız; iletebileceğiniz kadar iletiniz!   
İzmir kurtulmuş, çok tatlı bir yorgunluk, Ankara'ya hareket edecekler... Trene binerler ve kompartımana çekilirler.
Ertesi gün, yaveri, Atatürk’ün kompartımanının kapısını çalar. Atatürk, yorgun, bitkin bir halde kravatını yıkamaktadır. Yaveri: 'Paşam bu ne hal, hiç uyumadınız herhalde; niye böylesiniz', der.
'Çocuk, kompartımanıma yastıkla battaniye koymayı unutmuşsunuz, kolumu yastık yaptım ağrıdı, setremi yastık yaptım üşüdüm, uyumadım kalktım', der.
Yaveri: 'Aman Paşam! Birimize haber vereydiniz; hemen size bir yastıkla battaniye getirirdik', der.
Ve bir ülke kurtarmaktan dönen komutan tarihi bir cevap verir:
'Geç fark ettim, hepiniz en az benim kadar yorgundunuz, hiç birinize kıyamadım. Önemli olan benim uyumam değil; milletimin rahat uyuması'.

ATAMIZ SAYESİNDE NE KADAR RAHAT UYUYORUZ Kİ; HALA UYANAMADIK ?


Çevrimdışı gizem316

  • Super Moderator
  • Daimi Uye
  • *****
  • İleti: 1540
  • Teşekkür: 39
  • özlüyorum seni zamanla barışamadım..yine hüzün:((

Çevrimdışı can__su

  • Okuyucu
  • *
  • İleti: 0
  • Teşekkür: 13
Ynt: ATATÜRK HAKKKINDA HERŞEY...
« Yanıtla #27 : Ekim 16, 2007, 12:36:46 »
Yüce atamızın Türk'ü tarifi

Bu memleket,
Dünya’nın beklemediği,
Asla ümid etmediği
Bir müstesna mevcudiyetin
Yüksek tecellisine yüksek sahne oldu.
Bu sahne yedi bin senelik en aşağı bir Türk beşiğidir.
Beşik tabiatın rüzgarlarıyla sallandı;
Beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı,
O çocuk
Tabiatın şimşeklerinden,yıldırımlarından,kasırgalarından
Evvela korkar gibi oldu;
Sonra onlara alıştı;
Onları tabiatın babası tanıdı onların oğlu oldu.
Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu;
Şimşek,yıldırım,güneş oldu,Türk oldu.
Türk budur.
Yıldırımdır,kasırgadır,dünyayı aydınlatan güneştir.

~~hayat üç buçukla dört arasındadır....
              ya üç buçuk atarsın....
       ya da dört dörtlük yaşarsınn.....~~

Çevrimdışı nur

  • Daimi Uye
  • *****
  • İleti: 264
  • Teşekkür: 7
Ynt: ATATÜRK HAKKKINDA HERŞEY...
« Yanıtla #28 : Ekim 17, 2007, 18:30:44 »
Atatürkü anlatmaya kimsenin gücü yetmez kanaatindeyim.bizler nacizane fikirlrimizi beyan edebilirz ama Onun yüksek zekası,Vatanı savunma azmine artı bişeyler ekleyemeyiz.hepimizin bildiği gibi Ona bütün vatanın minneter olduğudur.
gençlerinde bu bilinçle büyüyerek vatanın kolay savunulmadığını ,vatanlarına sahip çıkmalarını ve Atatürk gibi kişilerin dünyaya az geldiğini bilmeleri gerekir...

Atatürk hakkında kısa bi olayı paylaşmak istiyorum:
>* Cumhuriyet'in ilanindan sonra, Istanbul'da bir resepsiyon verilir. >
>Tum dunya ulkelerinin elcileri ve ataseleri de davet edilir.
>
>Davet guzel bir sekilde devam etmektedir, fakat Ingiliz atasesi olan >
>Binbasinin bakislari Mustafa Kemal'in gozunden kacmaz.
>
>Butun davet boyunca kendisine dik dik bakmistir ve bakmaya devam >
>etmektedir. Ne oldugunu ogrenmek icin yaverini gonderir.
>
>Yaver Mustafa Kemal'e soyle der:
>
>- Pasam; kendisine neden ters bir tavir takindigini sordum, o da bana
>
>Mustafa Kemal'in Canakkale'de babasini oldurdugunu soyledi.
>
>Bunun uzerine Mustafa Kemal soyle der:
>
>- GİT SOR
>BAKALIM
>BABASININ
>CANAKKALE'DE NE İŞİ
>VARMIŞ ?*
Aşkın tarifini sordum uşan kuşlara
Dediler göç,
Dediler yanmaktır yaklaştıkça...

Çevrimdışı gizem316

  • Super Moderator
  • Daimi Uye
  • *****
  • İleti: 1540
  • Teşekkür: 39
  • özlüyorum seni zamanla barışamadım..yine hüzün:((
UYAN GAZİ KEMAL!
« Yanıtla #29 : Ekim 21, 2007, 14:31:20 »
Uyan uyan
Gazi Kemal...

İşgal kuvvetleri İstanbul’da. İstanbul’un her yanına Yunan bayrakları donatılmış. Azınlıkların sevinç gösterileri Türklere yönelik taşkınlıklarla sürüyor.

Çanakkale Gazisi, Boğaz’a demirlemiş işgal donanmasını seyrediyor...

Gazi Mustafa Kemal’in hayatını okuyan herkes bu anı bilir.

Mustafa Kemal’in ne düşündüğü, ne söylediği, nasıl bir karara vardığı ve bu andan sonra ne yaptığı hepimizin hafızasındadır.

Bilmek için yaşamak gerekmez.

Ancak bu andan 84 yıl sonra, Türkiye’nin içinde bulunduğu duruma bakan herhangi bir Türk, bu anı bilmenin ötesinde derinden hissetmektedir. Çanakkale’nin muzafer komutanı işgal donanmasını gördüğünde ne hissettiyse, “yedi düvele karşı” muzaffer Türk milleti de bugün aynı şeyleri hissetmektedir.

Atatürk Türkiye’sinde iktidar Atatürk düşmanlarındadır.

Gazi’nin ülkesinde, ülkenin egemenliği ve bütünlüğü tartışılmaktadır.

Mustafa Kemal için idam fermanı çıkartmış hilafet rejimi hortlatılmak istenmektedir.

Halifelik özlemcileri, Atatürk’ün ordusunu ABD işbirlikçiliklerine alet etmek istemektedirler.

Türkiye’de Türkler aşağılanmakta, azınlıklar övülmekte, bölücüler kollanmaktadır.

Artık tüm bunlar, yalnızca bir tehlike değil, gelecekte karşılaşma olasılığı bulunan bir tehdit değil, her Türk’ün canını acıtacak kadar gerçektir. 80 yıl önce işgal ve ihanetle karşılaşmış, ateşle imtihandan geçmiş Türk milletinin, küllenmiş duyguları yeniden canlanmıştır.

Millet, verdiği her büyük görevi kahramanlıkla gerçekleştirmiş Gazi Kemal’i aramaktadır.

Bunun için bir dua gibi “Uyan uyan Gazi Kemal..” sözleri tekrarlanmaktadır.

  Atatürkçü gençlik Türkiye’yi sarstıkça gündeme gelmek için fırsat kollayan Perinçek, kendisine sütunlarını açan Fethullah tarikatını kardeş tarikat ilan etse yeridir. Ama unutulmasın Atatürkçü Türkiye’de tarikatlara da tarikat şeyhlerine de yer olmayacak!

TEKKE VE ZAVİYELER KAPATILSIN
CUMHURİYET DEVRİMİ KANUNLARI UYGULANSIN
 


Tescilli Ordu düşmanları
pankarttan neden korktu?

Atatürk gençliğinin “Ordu Göreve” pankartı en başta Şeriatçıları korkuttu. İktidar korkusuna düşen Vakit, Zaman, Yeni Şafak gibi Şeriatçı gazeteler saldırıyı başlattı. Zaman gazetesinin Fethullah Gülen cemaatinin gazetesi olduğu biliniyor. Fethullah Gülen ise bilindiği üzere Cumhuriyet ve Ordu düşmanlığından hakkında gıyabi tutuklama kararı olan ve ABD’de saklanan bir tarikat şeyhi.

Atatürk gençliğinin pankartı, sadece dinci tarikatları değil bazı “ideolojik” tarikatları da korkuttu. Maocu tarikat görünümündeki İşçi Partisi şefi Perinçek de hemen saldırıya katıldı. Ancak Perinçek’in ipe sapa gelmez saldırıları bir tek Şiriatçı Vakit ve Zaman’da yer bulabildi.
Bilindiği gibi Perinçek de hem 12 Mart’ta hem de 12 Eylül’de Ordu düşmanı faaliyetleri nedeni ile hapsedildi. En son 1992 yılında resmi partisini bizzat Genelkurmay’ın kapattırdığını kendisi açıkladı.

E durum böyle olunca onların “Ordu göreve” pankartından neden korktukları anlaşılıyor. Biri bir daha Türkiye’ye giremez diğerininse yeni partisi yine kapatılabilir!

O nedenle onlara hak vermemek mümkün değil...


--------------------------------------------------------------------------------



Perinçek’in Ordu düşmanlığı

İlk kapakta, teröristlerle mücadele eden Ordu’yu Orman yakmakla suçluyor. Bilindiği gibi terör örgütü yandaşları Türk devletine bu suçlamayla AİHM’de dava açtı.

Üçüncü kapakta Kuzey Irak’a kaçan PKK teröristlerine karşı sınırötesi operasyon düzenleyen kahraman Ordumuzu Amerikan kaması gibi gösteriyor. Ordumuzu darbecilikle ve işgalcilikle suçluyor.

Tüm bu Ordu düşmanlıklarından sonra da partisini Genelkurmay’ın kapattırdığını açıklıyor.
 

Anıtkabir’in yanıbaşındalar

Gelinen noktada hiçbir Atatürkçünün “Sen rahat uyu Atam” diyebilecek lüksü bulunmuyor. Bunu diyebilmek için önce Türkiye’nin karşılaştığı büyük tehdidin bertaraf edilmesi gerekiyor. Çünkü o tehdit Atatürk’ü rahat bırakmıyor. Nerede Atatürk görse, nerede bağımsız Cumhuriyetten iz bulsa saldırıyor.

Amerikancı ve hilafetçi bir iktidar Türkiye’yi tehdit ediyor. Bu iktidarın gittiği yerde, Gazi’nin rahat uyuyabileceği ve her yaştan Türk’ün bağlılıklarını bildirebileceği, sevgilerini sunabileceği bir Anıtkabir de bulunmuyor.

Bunlar şimdi Ankara’da, Anıtkabir’in yanıbaşındalar...

Buna cesaret edebilirler mi?

Neye cesaret ettikleri ortada...

Kim oldukları ortada...

Bölücüler

Türkiye’yi bölmeye kim cesaret edebilirdi?

Türkiye’de birbirinden farklı etnik nüfuslar tasarlayıp, bunları koruyacak, geliştirecek yasaları kim çıkartabilirdi? Siyaseti bölücü örgütün yataklığı haline kim getirebilirdi?

Oysa bugün Türkiye’de siyaset, PKK 8. Kongre kararlarına uygun olarak yürütülmektedir.

Neydi o kararlar?

Bölücü örgüt lideri kurtarılacak, PKK siyasallaşacak, Kürtçe eğitim ve yayın yasallaşacak!

Hangi ortamda yapılmıştı bu sözde kongre. 15 yıllık terörle mücadelenin sonunda 30 bin şehit verilerek, terör örgütünün bitirildiği, liderinin yakalandığı ve idamını beklediği koşullarda. Terör örgütü dağıldı dağılacak denirken, dağlardan gruplar halinde teröristler teslim oluyor denirken! Terör örgütü bu kararları aldı ve Türkiye’deki siyaset kurumu AB’ye giriyoruz yalanıyla bu kararları uygulamaya koydu.

İşbirlikçi iktidar ise 1 yıl içinde bölücülerin kendilerini toparlaması için elinden geleni yaptı. Bugün terör örgütü Türk devletini açıkça tehdit ederken, terör örgütüne yönelik tüm tedbirler AB yasalarını uygulayalım diyerek tepki görüyor.

Ancak Türkiye’deki bölünme tehlikesi yalnızca PKK’dan kaynaklanmıyor.

Tersine bizzat iktidar, Türkiye’nin ABD planıyla bölünmesine hizmet edecek bir işbirliği içinde. Türkiye’nin güvenliğinin olmazsa olmazı kırmızı çizgileri AKP iktidarının işbirliği ile ABD tarafından tahrip ediliyor.

Kürt devleti planıyla Türkiye’nin bölünmesi ise bölünmenin yalnızca bir boyutu. İşbirlikçi iktidar Türkiye’yi Rum ve Ermeni bölünme planları konusunda zayıf duruma düşüren yasaları ve uygulamaları çıkarıyor, azınlıkları bu doğrultuda kışkırtıyor.

İktidar, Türkiye’yi bölünmeye ve toprak kaybına Kıbrıs’ta alıştırmaya çalışıyor. Türk milleti Milli davasının ve mücahit Denktaş’ın şeriatçı iktidar tarafından sırtından bıçaklanmasını hayret ve üzüntüyle izliyor.

Mustafa Kemal; “Türk vatanı bir bütündür! Bölünemez!” diyerek bunu dünyaya kabul ettirdikten 80 yıl sonra, işbirlikçi AKP iktidarı Türkiye’ye bölücülüğü kabul ettirme peşinde.

Bugün Türk’ün karşısında sözde Kürdistan, Rum Kıbrıs, büyük Ermenistan, Rum Pontus tehditleri bir gerçek olarak durmakta.

Gazi’ye meydan okuyanlar

Millet, bir yandan bu bölünme tehditleriyle karşı karşıyayken bir yandan da Gazi’ye meydan okuyan Hilafetçilerle karşı karşıya. Şeriatçı iktidar, her fırsatta Atatürk Türkiyesi’ne, Cumhuriyet’e ve Gazi’ye meydan okuyor.

En büyük meydan okuma, şeriatçıların yıllardır Atatürk Türkiye’sine karşı siyasal bayrak haline getirdikleri türban konusunda yapılıyor. Ülke bu konuda öyle aciz duruma getiriliyor ki, Cumhuriyet resepsiyonlarında şeriatçının keyfine göre üç ayrı davetiye basılır hale geliyor.

Atatürk’ün, Cumhuriyet Türkiyesi’nin temel dayanaklarından biri olarak inşa ettirdiği üniversiteler, bu şeriat bayrağı üniversitelere sokulabilsin diye, tehdit ediliyor, horlanıyor, kaynaksız bırakılıyor, eğitimlerine müdahale ediliyor, karıştırılıyor ve en sonunda doğrudan şeriatçı iktidara bağlanmaya çalışılıyor.

Bunların tek gerçek amacı; Gazi’ye, onun Cumhuriyetine ve devrimine meydan okunabileceğini göstermek. Bunun için milleti kandırabileceklerini sandıkları türban bayrağı üzerinde at oynatıyorlar.

Atatürk Devrimi’nin ortadan kaldırıldığı yerde ise, Halifelik heveslisi bir sahte kahraman var!

Amerikan mollası

Gazi’nin mirasını kaldırıp, millet içindeki büyük sevgiyi yok edebileceğini sanan, iktidarında sonsuz kalabileceğini sanan sahte kahramanın tek dayanağı, tüm Ortadoğu’ya yönelmiş ABD saldırganlığı.

Daha seçilme yeterliliği yokken, “Kafir” Bush’tan iktidarı için icazet alan Atatürk düşmanı molla, ABD’nin Ortadoğu stratejisinde yer alabilmek için Türk Ordusu’na komplolar kurmaktan da kaçınmıyor. Cumhuriyet tarihinin en kahredici günü, Türk askerinin esir edilip başına çuval geçirilmesi olayı, mollanın ABD ile diplomatik cilveleşmeleri arasında unutturulmaya çalışılıyor.

Amerikan mollası, halifelik haline bürünmüş kişisel diktatörlüğünü kurmak için her türlü operasyon ve kadrolaşmayı birlikte yürütüyor.

Ancak bu halife müsveddesi ABD işbirlikçiliğiyle şimdiden tüm müslümanların nefretini kazanmış durumda. Türkiye’de ilk kez şeriatçı iktidara karşı şeriatçı bir eylem, bu iktidar döneminde yapıldı.

Kendi tabanına bile dayanamayacak kadar zavallı bir iktidar döneminde Türkiye, ABD planı hizmetinde parçalanmaya, dağılmaya ve Sevr’e sürükleniyor.

Mustafa Kemal’den söz edenler

İşbirlikçi-şeriatçı iktidar Atatürk Türkiye’sine karşı son darbelerini vurmaya hazırlanırken Atatürkçülük adına yapılanlar ise milletin ümit ve heyecanını kırıyor.

Atatürkçü güçlerin dahi durumu ortada. Çevrelerine Kuvayı Milliyecilik adıyla kümelenmiş Atatürk düşmanı odaklardan bile temizlenme iradesini gösteremeden, Mustafa Kemal tavrından bahsediliyor.

Atatürk’ün adı, bu sahte Kuvayı Milliyecilik aldatmacasının arasında marjinaleştiriliyor. Dernekler bu yüzden örgütlenme ve şeriatçı iktidar karşısındaki Atatürkçülük görevini gerçekleştirmekten aciz kalıyor.

Şeriatçı iktidara karşı en son gerçekleştirilen “Cumhuriyet Yürüyüşü” bile siyasi içeriğiyle sahiplenilemiyor!

Atatürkçülük adına, Atatürkçü gençlerin örgütlenmesini engellemeye çalışan üniversite rektörlerinden, Fethullah ile kolkola Atatürkçülük dersi veren Prof.lara herkesin Atatürkçülük’ten bahsettiği bir otamda, milletin gerçek Atatürkçülük kavgası büyük bir sınavdan geçiyor.

 

Atatürk gençliği görev başında

Gerçek, yani mücadeleci Atatürkçülük bayrağını gençlerin kaldırmasına şaşırmalı mı?

Yoksa bazılarının yaptığı gibi bundan kaygı mı duymalı?!

Sivas Kongresi’nde Atatürk, Türk Gençliği’ne “Müsterih ol evlat!” diyordu. Çünkü “Ya İstiklal, Ya Ölüm!” diyerek düşmana meydan okuma iradesini başlıbaşına kendisi gösteriyordu.

Ancak şimdi Türk gençliğini “müsterih” tutabilecek başka bir irade bulunmuyor.

Tersine Atatürk gencinin kaygı duyması, şüphe etmesi, sorgulaması ve meydan okuması için her türlü unsur ortalılıkta bulunuyor. Bölücüler, hilafetçiler, Fethullah Atatürkçüleri, provokatör medya...

Buna rağmen Atatürk gençliği cesaretini ve bilincini yitirmeden, emanetin büyüklüğü ölçüsünde büyük sorumlulukla hareket etmektedir.

Gerçek Atatürkçülük mücadelesini ve bu doğrultudaki büyük bir fikir hareketini başlatırken de, üniversitelerinden başlamak üzere bölücü ve gericiliğe karşı dişe diş bir mücadeleye girişirken de, ABD işbirlikçiliğine meydan okurken de, Atatürkçü Türkiye için orduyu göreve çağırırken de aynı cesaret ve bilinçle hareket etmektedir.

Atatürkçü sorumluluğun büyüklüğü karşısında, asabiyeti ve maneviyatı bozulanların gençliğe köstek olmasına aldırmadan!

Gelinen noktada en kararlı duruşu Atatürk gençliğinin sergilemesi Cumhuriyetin ne kadar büyük bir tehlikede olduğunun da göstergesi aslında. Atatürk gençliğe hitabesinde, gençliğe görevi verirken, kendisinin 1919’da karşılaştığı koşulları sıralıyordu.

İktidar gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde...

Vatan işgal edilmiş...

Orduları dağıtılmış...

Tam bu noktada Türk gençliği görevdedir ve engellenemez diyordu.

Atatürk gençliğinin bu derece büyük bir kaygı duyması ve “müsterih olamaması” yaklaşan büyük tehlikenin yakınlığının ve büyüklüğünün habercisidir!

Atatürk gençliği her şeye rağmen görevdedir.

Uyan uyan Gazi Kemal!

Millet düşmanlarını tanıdıkça içinde uyanan Gazi Kemal’in ta kendisidir.

Atatürk düşmanları, Türk milletinden bu yüzden korkmaktadırlar. Türk milletinin benliğinde, Mustafa Kemal’den başkası bulunamaz.

Millete yönelik saldırılar, karşısında Mustafa Kemal’i bulur.

Amerikancı ve şeriatçı olanların, Mustafa Kemal’den başkasının milletin kaderini tayin edebileceğini düşünmeleri zavallıcadır.

Türk milleti tarihten beri kendi kaderini kendisi tayin eder. Gerçek liderini kendisi seçer. Onu esir etmek isteyenler geçicidirler. Kendilerini halife de sansalar, padişah da olsalar, diktatör de olsalar bu gerçek değişmez.

Türk Milletinin ebedi lideri Mustafa Kemal’dir.

Türk Milleti’nin varlığının kanıtı Mustafa Kemal’in varlığıdır.

Millet ölmedikçe Gazi Kemal ölmez.

Gençliğinin asil kanı durulmaz.

Bunun için Uyan uyan Gazi Kemal !

Kalpağınla, kılıcınla...

Sakarya’nla uyan!..