Gönderen Konu: Türkiye Ekonomisi- 1-5 Ünite Ders Notları  (Okunma sayısı 2920 defa)

yucel_beyoglu

  • Ziyaretçi
Türkiye Ekonomisi- 1-5 Ünite Ders Notları
« : Mart 15, 2008, 13:50:24 »
Türkiye Ekonomisi

• Roma,İslam,Çin,İran,Osmanlı dev. dünya imparatorluklarıdır.
• Osmanlı Devletinin üretim tarzı VERGİSEL ÜRETİM idi.
• DİRLİK:Has,tımar,zeamet topraklarının genel adıdır.
• HAS: Geliri 100.000 akçeden fazla olan üst düzey yöneticilere verilen toprak.
• ZEAMET: Geliri 20.000–100.000 akçe arasında olan bürokratlara verilen toprak.
• TIMAR: Geliri 0–20.000 akçe olan bürokratlara verilen toprak.
• Ekonominin temel örgüsü, sermaye biriktirmek değil toplumun ihtiyaçlarını karşılamak ve devleti ayakta tutacak vergileri sağlamaktı.
• 16.-18.yy Devlet ithalatı destekliyor İhracatı ise ülkede mal darlığı oluşmaması için denetliyordu.
• 16.yy da omsalı devleti bazı yeni sorunlarla karşılaşır bunlar;1)Avrupa ülkelerini askeri tek. gelişimi ve Osm. Devletini batıya açılımının durması.2)Avrupa da tarımsal ürün ihtiyacının artması sonucunda, Osmanlı devletinden alınan ürünlerle altın ve gümüş bolluğu paranın değer kaybına yol açmıştır.
• Avrupa ve ABD 19.yüzyılda 3 asırdan buyana süregelen kapitalist sist.merkezi ol
• 1856 Islahat fermanı YABANCI SERMAYE YATIRIMINA izin vermiştir.
• 1876 Nizamnamesi YABANCILARIN TOPRAK ALINMINA izin vermiştir.
• 1838 Balta limanı ant. YABANCILAR İÇ GÜMRÜK VERGİLERİNDEN muaf
• 1789–1844 yılları arasında fiyatlar 10–15 kat arttı.
• 1844 Tashih-i ayar kararıyla gümüş kuruş, gümüş mecidiye, altın liranın madeni içerikleri tespit edildi.
• Tağşiş: Madeni para içersindeki değerli maden oranını azaltma işlemi.
• Osmanlı Dev.1840 yılında KAİME denilen ilk kâğıt parayı çıkardı.
• 1860 da devlet kaimeleri toplattı.1863de banknot basma yetkisini Fransız-İngiliz sermayeli Bank-ı Osmanî-i Şahaneye verildi. Banka sıkı para politikası uyguladı.
• Osmanlı devleti 1854de KIRIM savası ve Avrupa devletlerinin zorlaması ile İLK BORÇ alındı.
• 1881 de MUHARREM KARARNAMESİ ile DÜYUN-UMUMİYE idaresi kuruldu.
• İngilizler ve Almanlar Ege, Çukurova, İç Anadolu da, Irakta ve hicazda demir yolu inşa etti.
• 1820–1914 arasında Osmanlı ülkesinde Pamuklu ürün ithalatı 100 kat arttı.
• 1914–1920 arasında Milli Hasıla %33 azaldığı tahmin edilmektedir.
• 1923–1929 yıllarında Milli gelirin yıllık ortalama artış oranı %9 oldu. Sanayinin GSMH da payı %11
• 1929–1931 de dış ticaret kontrolü uygulandı.1930 da Merkez Bankası kuruldu.
• 1933 de beş yıllık sanayi planı uygulandı. Kurulan sanayiler sayesinde devlet üç beyazda(Dokuma, Un, Şeker)dışa bağımlılıktan kurtuldu.
• Sanayinin milli hâsıladaki payı 1929 da %10 dan 1939 da %18e yükseltildi.
• 1940–1945 İkinci dünya harbi yılları;1)Erkeklerin silâhaltına alınması üretimi azalttı.2)Buğday üretimi %50 azaldı.3)İthalat yarı yarıya azaldı.4)Sanayileşme programı askıya alındı.5)1942 de varlık vergisi denilen bir kereye mahsus servet vergisi alındı.6)1944–1946 yıllarında toprak mahsulleri vergisi ile tarımsal ürünler vergilendirildi.7)1940 da çıkarılan milli koruma kanunu ile çalışma süreleri uzatıldı, özel işletmelere geçici olarak el konuldu, ithalatta ve iç ticarette fiyatlara azami sınırlar konuldu, ihracata asgari sınırlar konuldu, temel ihtiyaç mallarını vesika ile dağıtıldı.
• Türkiye 1946 da doların kurunu.1.28 den 2.80 liraya çıkararak bir DEVALÜASYON yaptı.
• 1973 yılında OPEC’in petrol fiyatlarına yaptığı büyük zamla uluslararası iktisadi daralma oluştu.
• 1977 kadar Türkiye sanayileşme sürecini BORÇLANARAK sürdürdü.
• 1980 itibaren askeri rejim ile ithal ikameci sanayileşme politikası son buldu. Dünya Bankasının Yapısal Uyum Programlarını uygulayan ilk ülkelerden biri oldu.
• 1984 de döviz alım satımı serbestleşti.
• Osmanlı devletini Dünya İmparatorluğu 18.yüzyıla kadar sürmüştür
• Sermaye birikimi ile oluşan dünyanın ilk sanayi ülkesi İngiltere’dir.
• Korumacı-devletçi sanayileşme dönemi 1930–1939.
• Türkiye den yurt dışına yurt dışından Türkiye ye sermaye transferi 1989 da serbestleşmiştir.
• Tımar sis. çökmesiyle celali isyanları, yeniçeri isyanları, vali isyanları ve büyük kaçgunu doğurmuştur.
• 1981 de banka faiz hadleri üzerinde sınırlamalar kaldırılınca FAİZ hadleri yükseldi.
• GSMH: Genellikle bir yılda bir ülkenin sahip olduğu kaynaklarla üretilen tüm tamamlanmış malların piyasa değeridir.
• GSYİH: Genellikle bir yılda bir ülkenin sınırları içersinde üretilen tüm tamamlanmış malların piyasa değeridir.
• Türkiye de net faktör gelirleri ARTI değer almaktadır bunda en büyük sebep İŞÇİ DÖVİZLERİDİR.
• GSMH nın dolara çevrilmesinde Dünya Bankasında kullanılan ATLAS yöntemi ile çevrilir.
• ATLAS YÖNTEMİ: Ülkenin milli gelirini dolara çevirirken cari yılın döviz kuru ile bir önceki yılın kurlarının ortalaması alınır.
• Türkiye de 2000 yılı itibari ile kişi başına düşen milli gelir 3100 dolardır. Orta gelirli ülke kategorisi.
• 2000 yılında en yüksek milli gelir Lüksemburg(42.000)en düşük Etiyopya’dır.
• Türkiye’nin satın alma gücü paritesi 2000 yılında 7000 dolardır.
• GSYİH içinde HİZMETLER SEKTÖRÜ payı %50ye çıkmıştır.
• GSYİH içinde sürekli azalan sektör TARIM sektörüdür.2002 yılında %13 dür.
• GSYİH içinde en büyük paya MARMARA BÖL sahiptir.
• 1-Marmara 2-Ege 3-İç Anadolu 4-Akdeniz 5-Karadeniz 6-GD Anadolu 7-D Anadolu
• 1989 yılından sonra GSMH’daki çıkan istikrasızlığın sebebi aşırı spekülatif sermaye hareketleri.
• GİNİ KATSAYISI: Gelir eşitsizliğinin katsayısı. Katsayının artması eşitsizliğin artması demektir.
• 2002 anket sonuçlarına göre, Türkiye’de ilk %20’lik dilime giren hane halklarının toplam gelirden %5,3 oranında, beşinci %20’lik dilime giren hane halklarının ise %50 oranında pay aldıkları belirlenmiştir. Buda önemli bir gelir dağılımı bozukluğudur.
• 1994 de ücretli ve maaşla çalışanların oranı %23,7 iken 2002 yılında %35,8 olmuştur.
• Transfer gelirlerinin toplam gelirden aldığı pay 1994’de %10 iken 2002 yılında %17,5 olmuştur. Sebebi emekli sayısının artışı
• DİE ye göre çalışan erkeklerin esas işten elde edikleri ortalama yıllık kazanç, kadınların 4 katıdır.
• Çalışan fertlerin %51,5 i kırlarda , %48,5 i ise kentlerde yaşamaktadır.
• Türkiye için 1994 ve 2001 yılları dışarıya döviz aktarıldığı dönemlerdir.
• Ülke bireylerinin refah düzeylerinin saptanması ve karşılaştırılması için kullanılan araç KİŞİ BAŞINA MİLLİ GELİR.
• Gelirin işteki durumuna göre dağılımında toplam sayıları ile işten elde ettikleri gelir kaynakları açısından en dengede olan kendi hesabına çalışanlardır.
• Bir ekonomide Toplam Kaynaklardan Dış Kaynaklar ve Tüketim çıkarıldığında TOPLAM YURTİÇİ TASARRUF kalır.
• GSMH içinde 1985 yılında %25’lere çıkıp sonra durağanlaşan sektör SANAYİ’DİR
• Milli geliri emek, sermaye, toprak sahipleri olmak üzere 3 temel üretim faktörü arasında nasıl dağıldığını gösteren gelir dağılımı FONKSİYONEL GELİR DAĞILIMI.
• DİE tarafından yapılan hane halkı gelir dağılım anketleri 1987, 1994, 2002 yılları arasında yapılmıştır.
• Kişi Başına Milli Gelir GSMH($) / ÜLKE NÜFUSU olarak hesaplanır.
• Ekonomi genel dengesi; Toplam kaynaklar ile Toplam harcamalar arasındaki ilişkidir.
• Türkiye geneli için 1987–1994 ve 2002 yılarına ait GİNİ katsayısı değerleri;0,43 0,49 0,44
• Çalışan bireyler içinde 2002 yılına göre çalışanların %32,4 kadınlardan oluşmaktadır.
• Fonksiyonel gelir dağılımına göre toplam gelirden EN FAZLA payı alan kesim FAİZ, KİRA, KAR
• 1981–1988 Dışa Açık Büyüme yıllarında GSMH %2-%10 Aralıklarında POZİTİF BÜYÜME göstermiştir.
• Sabit sermaye stokuna yapılan ilavelere YATIRIM denir.Sabit sermaye yatırımları Makine-Teçhizat ve İnşaat ’dır.
• Makine-Teçhizat Yatırımları; Yatırım amaçlı binek otolar, Ulaşımım araçlarıdır.
• İnşaat Yatırımları; Özel ve Kamu kesimi tarafından yapılan İnşaatları kapsamaktadır. Ev, Apartman, Ticari, Sınaî, Kültürel ve İdari yapılardır.
• Yatırımları etkileyen faktörler: Faiz Oranı, Karlılık, İç ve Dış Talep, Büyüme, Döviz Kuru, Ücretler, İstikrarsızlık
• Türkiye’de toplam yatırımların GSMH ya oranı 1968–2001 arasında %20 ile %25 arasında dalgalanmaktadır.
• 1980–1988:İhracata yönelik büyüme 1989–1994ış finansal serbestlik 1994 sonrası: Kriz sonrası daralma
• Özel sektör yatırımlarındaki azalma Mal Hareketinin Serbestleşmesi ve İhracata Yönelik Büyümedir.
• Dünya bankasının 1988, 1990, 1992 yıllarında yayınladığı ‘Adjustment Lending’ raporuna göre Yapısal uyum programını uygulayan ülkelerin Yatırımlarında ortaya çıkan azalışın nedeni politik belirsizlik ve reformların yavaş yapılması gibi nedenleri yatırımlarda bir DİNLENME olarak yorumlar.
• 1980’lerin başında yatırımların olumsuz etkilenmesinin sebebi, Yüksek Enflasyonun Yarattığı Belirsizlik ve İstikrasızlık ortamı
• Özel Sektör yatırımları 1988 yılında ciddi bir ivme kazanmıştır.
• ULAŞTIRMA – HABERLEŞME özel sektörün yatırım payının EN ÇOK artırdığı sektördür.
• Ticarete konu olan sektörlerden sadece turizm sektöründeki artışın nedeni Döviz kazanma potansiyelinden uzun dönemde yararlanmaktır.
• Ücretlerin azaltılması ve devalüasyonlar aracılığı ile ihracat fiyatlarının düşürülmesinin 3 olumsuz sonucu vardır. 1) Ülke içi bölüşümü bozar. 2) Yatırımların maliyetini artırır 3) Devalüasyona dayalı bir rekabet gücü artışı dış ticaret hadlerini ülke aleyhine gelişmesini sağlar.
• Kamu yatırımları içinde İmalat Sanayinin payı azalırken, en yüksek yatırım payına Ulaştırma-Haberleşme sahiptir.
• Kamu kesimini Makine ve Teçhizat yatırımı %7,Bina ve Bina dışı inşaat ise %17’dir.
• 2002 yılında kamu ve özel kesim yatırı toplamı içersinde özel sektörün yatırım payı %68’dir.Bunun %44’ü makine teçhizata, %24 ise bina inşaatına yöneliktir.
• Genel olarak kamu ve özel kesim bina ve bina dışı inşaatının toplamı %41 toplam makine teçhizat yatırımı ise %51’dir.
• Yatırımlara sağlanan destekler; 1) Gümrük vergisi ve toplu konut istisnası. 2) Yatırım indirimi 3) Katma değer vergisi istisnası 4) Vergi, Resim, Harç istisnası 5) Kredi tahsisi
• Yatırım teşvik belgelerinin sektörel dağılımı;%59 imalat sanayi,%33 hizmetler,%4 madencilik,%3 enerji,%1 tarım
• Türkiye’de yabancı sermaye girişini düzenleyen ilk kanun 18 Ocak 1954 tarihinde yürürlüğe giren 6224 sayılı yabancı sermaye teşvik kanunudur.
• 5 Haziran 2003 de doğrudan yabancı yatırımlar kanunu kabul edilmiştir. Bu kanunla yabancı şirket yabancı sermaye genel müdürlüğünden almak zorunda olduğu ön izinden kurtarılmıştır.
• Türkiye’ye en çok yabancı sermaye yatırımı yapan ülke FRANSADIR. Hollanda, Almanya, ABD kaynaklı firmalar devam etmektedir. İtalya ve İngiltere’nin de payı göz önüne alınırsa. Türkiye ile AB’nin arasındaki sıkı ilişki dikkat çekmek’ dedir.
• Yabancı sermayenin sektörel dağılımı; 1982’de %59 imalat, %39 hizmet.2002’de %58 hizmetler, %40 imalat.
• Yatırım teşviklerinden Marmara, İç Anadolu, Ege, Akdeniz bölgelerinin toplamı %69 dur.
• Özel kesim ticarete konu olmayan sektörlerin GSMH 2001 yılı içinde %9’dur.
• Teşvik belgesi kapsamında Yatırım indirim oranı %40-%200 arasında değişmektedir.
• Kamu sektöründe toplam kamu imalat sanayi üretiminin %65 KİMYA SEKTÖRÜ tarafından yapılmaktadır.ikinci büyük sektör ise GIDA sektörüdür.
• Özel sektörde katma değer yaratan 2 sektör vardır.Bunlar 2001 yılında yaklaşık %22 ile MAKİNE ve DOKUMA sektörüdür.
• İmalat sanayii toplam(özel ve kamu)katma değerinin GSMH içindeki payı 2001 yıllında %20 düzeyine çıkmıştır.
• 1980 yılından itibaren imalat sanayi ihracatı çok hızlı bir artış göstermektedir.
• Özel sektörde alt sektörlerin özel sektörün katma değeri içindeki payları istihdam paylarından yüksektir.Bu konuda tek istisna DOKUMA sektöründendir.Kamu sektöründe ise Sektörlerin istihdam payları katma değer paylarından daha yüksektir.Bunu tek istisnası sermaye yoğun sektörü olan KİMYA sektörüdür.
• İmalat sanayi alt sektörleri uluslar arası sanayi sınıflandırmasına göre 9 alt sektöre ayrılmaktadır.Bunlar Gıda,Dokuma,Orman,Kağıt,Kimya,Toprak,Ana Metal,Makine ve diğer alt sektörlerdir.
• Kar paylarının hesaplanmasında dikkate alına 2 temel maliyet bulunmaktadır.ÜCRETLER ve ÜCRET DIŞI GİRDİ MALİYETLERİDİR.
• Türk İmalat sanayiinde ücretler dışındaki maliyetlere yansıyan en önemli unsur REEL DÖVİZ KURUDUR.
• Toprak ürünleri en uzun soluklu yatırım hamlesini sürdüren sektördür. 1987 yılından günümüze ortalama %11 yatırım oranı ile diğer tüm sektörler arsında Rekor kırmıştır.
• İmalat sanayii büyüme kalıplarına ilişkin kalıplar yatırmalardaki,verimlilikteki ve istihdamdaki büyümelere dayalı olarak yapılabilir.
• Bunlar;Yoğun büyüyen sektör,Kapasite kullanımına dayalı büyüyen sektör,Yaygın büyüme gösteren sektör,Dinamik etkin sektör,Statik etkin sektör,Durgun kalıp,Daralan kalıp,Atıl birikim kalıbı,Emek kullanımına dayalı kalıp,Daralan birikimsiz kalıp
• 1974-77 döneminde dinamik ve yoğun büyüme kalıbı görülmektedir
• 1978-79 Döneminde Durgun ve emek kullanımına dayalı büyüme görülmektedir.
• 1980 yılında Durgun ve Emek kullanımına dayalı bir KRİZ yılıdır.
• 1981-83 İhracata yönelik Büyüme dönemin başlangıcı olan bu dönem Kapasite kullanımına dayalı dinamik bir büyüme kalıbı göstermektedir.
• 1984-88 ihracata yönelik büyümenin olgunlaştığı dönemdir.Dinamik büyüme kalıbı devam ederken Kapasite kullanımına dayalı büyümenin yerini yoğun büyüme kalıbı almaktadır.
• 2000 dinamik kapasite kullanım oranına dayalı,2001 statik-kapasite kullanım oranına dayalı bir büyüme kalıbı içersindedir.
• Eğer ücretlerdeki artış verimlilikteki artışı aşıyorsa emek-yönelimli sanayileşme politikalarının geçerli olduğu,eğer reel ücretlerindeki artış,verimliliğin gerisinde kalıyorsa sermaye-yönelimli bir kalıbın geçerli olduğu söylene bilir.
• İthal ikameci politikaların izlendiği 1974-77 dönemi toplam imalat sanayii için verimliliğin,ücretlerden daha hızlı bir artış gösterdiği sermaye yönelimli dönemdir.
• İhracata yönelik büyüme kalıplarının izlendiği dönemler(1981-83 ve 1984-88) gerek imalat sanayi gerek alt sektörler için sermaye yönelimli olarak görünmektedir.Tek istisnası 1981-83 döneminde KİMYA sektörüdür.
• Toplam imalat sanayiinde emek yönelimli olan 2 döneme rastlanmaktadır.Finans al serbestlik politikalarının uygulandığı 1989-93 ve 1995-99 dönemleridir.TEK İSTİSNASI 1989-93 dönemi hariç KAĞIT sektörüdür.
• Krizden çıkabilmek için benimsenen bölüşüm kalıbı Bölüşümün sermaye yönelik olarak değiştirilmesi gerekir.
• Toplam imalat sanayiinde emek yönelimli bölüşüm kalıplarına 1989-93 ve 1995-99 dönemlerinde rastlanmakladır.
• İmalat sanayi yatırmalarının 1980 yılından sonra 20 yıl süre ile ortalama %5 civarında sabit kalma nedenleri;Devalüasyonlarla paranın değerinin düşürülmesi,Faiz oranlarının yükselmesi ve iç Talebin yükselmesi ihracatın azalması ve imalat sanayiinde iç talebe yönelik yatırmaların yapılmasına neden olmuştur.
• Türkiye de tarım sektöründe yaşanan işsizlik türü GİZLİ İŞSİZLİK(FİRKSİYONEL) dır.
• Türkiye tarımının evrensel ve kurumsal özellikleri :1 ) Alt yapının yetersiz ve bozuk olması,2) Girdi çıktı ilişkilerinde sorunlar olması,3) Üretim pazarlama konusunda sorunlar olması,4)Büyük ölçüde gizli işsizlik olması
• Türkiye de tarım sektörü genel sosyo-ekonomik yapısındaki kriterler; 1)sektörün ulusal gelire katkısı 2)Ülkenin gıda ürünlerinde kendine yeterlilik durumu 3) Sanayi sektörüne girdi sağlaması 4)istihdamdaki payı
• Türkiye’de kır-kent nüfus dengesinde 1950 yılından itibaren oransal,1980 yılından itibaren ise mutlak olarak azalmaktadır.
• Cumhuriyetin ilk yıllarında tarım sektörünün,ekonomik kalkınmayı sağlayıcı sektör olarak seçilmesinin nedenleri;1)Ülkenin sanayi kapasitesinin yetersiz olması 2)Kaynak eksikliği 3)Tarım sektörünün gelenekselliği 4)Eğitilmiş personel yokluğu
• Traktör dış alımına koşut olarak Türkiye de tarım yaygın ve hızlı bir gelişme sürecine 1950-53 yıllarında girmiştir.
• 2000 yılların başında tarım sektörünün GSMH içindeki payı %13 dür.
• Özelleştirme ana planı çerçevesinde birinci sırada özelleştirilecek KİT’ler;YEMSAN ve TİGEM ’dir
• AB gümrük birliği anlaşması kapsamında ele alına TARIM ürünleri;İçeriğinde SÜT-TAHIL ve ŞEKER bulunan işlenmiş tarım ürünleri.
• Tarım politikalarının amaçları;1)Tarımsal üretimin sürekliliğini sağlamak 2)Ülkenin gıda güvenliğini sağlamak 3)Tarım üreticilerinin ve tüketicilerinin yaşam düzeyini yükseltmek 4)Üretimin ulusal ekonomiye katkı oluşturmasını sağlamak 5)Amacı dış ticarette rekabet üstünlüğü elde etmektir.
• Tarım politikası araçları; 1)Pazar fiyat desteği 2)Doğrudan gelir desteği 3)Dolaylı gelir desteği 4)Genel hizmetler
• İlk Pazar fiyat desteği uygulaması olan buğday destekleme alanları 1932 yılında başlamıştır.
• Tarımsal ürünleri artış hız nüfus artış hızının gerisine 1980 yıllarda düşmüştür.
• Türkiye’nin dış satımına konu olan geleneksel tarım ürünleri;FINDIK,İNCİR,ÜZÜM,TURUNÇGİLLER,ZEYTİN YAĞI,TÜTÜN,BAKLAGİLLER ve BUĞDAY UNUDUR.
• Hasat döneminde tarımsal ürün fiyatlarının düşmesinin nedenleri; 1)Çok miktarda ürünün piyasaya çıkması 2)Ürün çeşidine göre değişen depolama olanaklarının yetersizliği 3)Üreticinin finansman yetersizliği 4)Pazarlama olanaksızlıklarının yetersizliği
• Türkiye köylüsünün BEKA STRATEJİSİ adı altında yaşamını sürdüre bilmek için aradığı ve bulduğu yollar;1)Yeni gelir olanakları yaratmak 2)Birikeni tüketmek ve borçlanmak 3)Tüketimi sınırlama ve kadın emeğinin sömürüsünü derinleştirmek.
• Türkiye’de tarımsal işletme başına düşen ARAZİ miktarı ortalama 5,9 hektardır.
• URGUAY TURU KARALARI: 1)Sübvansiyonlu dış satım miktarının azaltılması 2)İç pazarın koruyucu önlemlerinin ortaklaştırılarak düzeyinin indirgenmesi 3)Sağlık ve bitki sağlığı önlemlerinin dünya genelinde uyumlaştırılması 4)Ülkelerin tarım sektörüne verdikleri iç desteklerin indirgenmesi
• Türkiye işlenmiş tarım ürünleri dış alınımın %90ı AB ülkelerinden yapmaktadır.
• AŞAR vergisi 1925 YILINDA Yürürlükten KALDIRILMIŞTIR.