Gönderen Konu: Uçan Balon  (Okunma sayısı 2012 defa)

Çevrimdışı Garfield

  • Garfield
  • Administrator
  • Aktif Uye
  • *******
  • İleti: 99
  • Teşekkür: 66
    • AÖF Cafe
Uçan Balon
« : Ekim 05, 2009, 10:31:41 »
Küçük çocuk, baloncuyu büyülenmiş gibi takip ederken şaşkınlığını gizleyemiyordu. Onu hayrete düşüren şey, "bizim eve bile sığmaz" dediği o güzelim balonların, adamı nasıl havaya kaldırmadığıydı. Baloncu dinlenmek için durakladığında o da duruyor ve sonra yine takibe koyuluyordu. Bir ara adamın kendisine baktığını fark ederek ona doğru yaklaştı ve titrek bir sesle:
— Baloncu amca!, dedi. Biliyor musun, benim hiç balonum olmadı.

Adam, çocuğu şöyle bir süzdükten sonra.

— Paran var mı? diye sordu. Sen onu söyle.

— Bayramda vardı!, diye atıldı çocuk. Önümüzdeki bayramda yine olacak.

— Öyleyse o zaman gel!, dedi adam. Acelem yok, beklerim.

Küçük çocuk sessizce geri döndü. O âna kadar balonlardan ayıramadığı gözleri dolu dolu olmuş, yürümeye bile mecali kalmamıştı. Birkaç adım attıktan sonra onlara tekrar baktığında, gördüklerine inanamadı. Balonlar, her nasılsa adamın elinden kurtulmuş ve yol kenarındaki büyük bir akasya ağacının dallarına takılmıştı.

Çocuk, olup bitenleri hayretle seyrederken, baloncu ona dönüp.

— Küçüük!. diye seslendi. Balonları ağaçtan kurtarırsan birini sana veririm.

Yapılan teklif, yavrucağın aklını başından almıştı. Kalbi sanki yerinden çıkacaktı. Ağacın altına doğru yöneldi ve ayakkabılarını aceleyle fırlatıp tırmanmaya başladı. Hedefine yaklaşırken duyduğu sevinç, bacaklarını kanatan akasya dikenlerinin acısını hissettirmiyordu.

Balonlara güç bela ulaştığında, bir müddet onları seyretti ve dallara dolanan ipi çözerek baloncuya sarkıttı. Ancak balonlardan biri gruptan kopmuş ve dalların arasına sıkışmıştı. Hemen yanında da dikenler vardı. Çocuk onu kurtarmaya çalışsa, bu dikenler onu patlatacaktı. Balona hiç dokunmayıp aşağı indi ve baloncuya dönerek:

— Birini bana verecektiniz!, dedi. Hangi balon o?

Adam, elinin tersiyle burnunu silip:

— Seninki ağaçta kaldı ufaklık!, dedi. Çıkıp alabilirsin.

Çocuk, bu sefer ayakta bile duramadı. Ve kaldırım kenarına oturup baloncunun uzaklaşmasını bekledikten sonra, dallar arasında parıldayan balonuna bakarak:

— Olsun!, diye mırıldandı. Ağaç üstünde de olsa, bir balonum var ya artık!.

Cüneyd Suavi

Çevrimdışı gizem316

  • Super Moderator
  • Daimi Uye
  • *****
  • İleti: 1540
  • Teşekkür: 39
  • özlüyorum seni zamanla barışamadım..yine hüzün:((
Ynt: Uçan Balon
« Yanıtla #1 : Ekim 05, 2009, 13:18:34 »
teşekkürler adminim..çok güzel bir hikaye..
— Olsun!, diye mırıldandı. Ağaç üstünde de olsa, bir balonum var ya artık!.
okuduğumda ilk yüreğimden geçen ....... oldu..ve evet dedim olsun öyle bile olsa o benim dedim acı bir gülümsemede olsa..

Çevrimdışı gizem316

  • Super Moderator
  • Daimi Uye
  • *****
  • İleti: 1540
  • Teşekkür: 39
  • özlüyorum seni zamanla barışamadım..yine hüzün:((
Ynt: Uçan Balon
« Yanıtla #2 : Ekim 05, 2009, 13:19:40 »
Küçük bir zenci çocuk, şehrin lunaparkında dolaşırken bir satıcının elindeki balonları seyre dalmıştı. Her renkten ve her biçimden balonlar ışıl ışıl parlıyorlardı.

Derken birdenbire kırmızı bir balon kazara bağlandığı yerden kurtularak havada uçtu, uçtu, uçtu ve nihayet gözden kayboldu. Bu manzarayı seyretmek için öyle bir insan kalabalığı toplanmıştı ki, satıcı, bir tane daha bırakmanın iyi bir reklam olacağını düşünerek sarı renkte bir balon daha bıraktı. Arkasından bir tane de beyazını çözdü.



Küçük zenci, olduğu yerden büyük bir hayranlık içerisinde ardı ardına uçan rengarenk balonları seyrettikten sonra:



"Baloncu amca" dedi. "Acaba bir de siyah renkte balon bırakırsanız, ötekiler kadar yükselir mi?"



Baloncu adam, anlayışlı bir bakışla çocuğa tebessüm ederek, siyah renkli bir balonu çözdü. Parmaklarını gevşetip onu da boşluğa bırakırken:



"Yavrum" dedi. "bizi yükselten dışımızdaki renk değil, içimizdeki cevherdir."





Lyle D. Flynn